23 Haziran 2018 Cumartesi

SA6371/KY25-NO117: Neo-İslamic Jakobenler!

"Bugün "firavun, müstebit, zalim" vesaire gibi cafcaflı kelimelerin arkasında sütreye yatarak ehli namus görünenlerin kahir ekseriyeti aslında kendilerini layık gördükleri makam, koltuk ve güce ulaşamadıkları için, o "imtiyazlı seçilmiş şeçkinlerden" olamadıkları için bana göre işveli kendilerine göre ilkeli(!) muhalif çizgide icra-i sanat eylemekteler!"


"Seçim sonucunu maalesef Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz değil, Recep İvedik izleyenler belirleyecek" demiş ismi lazım olmayan biri. Aşağıdaki satırların ilham prensi kendileri yani.

Şu satırlardaki üstenci jakobenik üslubu görüyor musunuz? Tıpkı Kemalist taifenin bizi "sinemaya gitmeyen, tiyatro izlemeyen bedii zevklerden mahrum göbeğini kaşıyan dağ adamına" benzetmesi gibi.

Fark var mı? Var! Bu satırları yazan kişi içimizden biri. Aslında kendisi de halâ köle olduğu halde bir yerlere öyküne öyküne jakoben aristokratik zihniyete evrilmiş zaman içinde. Aramızda mebzul miktarda var bunlardan.

Üç ayet beş hadis azıcık meal verebiliyorum diye kendilerini sosyolog ve dahi uluslararası ilişkiler uzmanı sanan bizim islamcı takımından bahsediyorum.

Aslında dışardan bakıldığında iyi insanlar. Pek çoğu bir dostumun dostu olduğu için hüsnü zan da besliyorum. Sevmeyi sevilmeyi biliyor olmalılar çünkü çoluk çocuğa karışmışlar. Hatta evlerinde hayvan bile besleyenler var aralarında!

İnsan demeden duramıyor. Keşke politikaya bu kadar değer verip kendi indi politik mülahazalarına bu kadar mutlaklık atfederek kendileri gibi düşünmeyenleri hor görmeseler, aşağılamasalar.

Bu jakobenik virüs öylesine yaygın ki bu mahallede. Bu hastalıklı temayül başta imam hatipliler olmak üzere bütün milli görüşçüler hatta toptan muhafazakar mahallede ağzı biraz laf yapan eli kalem tutan pek çok kişide görülüyor. Vicdanlı olmak sadece onların inhisarında sanki.

Düşünen ve vicdanlı bir insan nasıl falancayı destekler, filancaya oy verirmiş?! Hızını alamayıp "herhangi bir makam, mevki, menfaat, ihale, torpil vesaire gibi beklentisi olmayan hiç bir düşünen ve vicdanlı kişi Erdoğan'a oy veremeze" bile bağlıyorlar olayı.

Kafalarındaki şablona sığmadığım, uymadığım için de pek çok seviyorlar beni! 

Seçmen davranışlarını etkileyen ana faktörler ve parametreler üzerine zerre kadar kafa yormadan -ki kafa yormak için sadece ayet hadis bilgisinin yetmeyeceğini de bilmeleri gerekiyor- kendileri gibi düşünmeyenleri vicdansızlıkla suçlamakta zerre kadar beis görmüyorlar. Bu yaptıklarının ideolojik değilse de davranışsal faşizm olduğunu da bilmiyorlar.

Bugün "firavun, müstebit, zalim" vesaire gibi cafcaflı kelimelerin arkasında sütreye yatarak ehli namus görünenlerin kahir ekseriyeti aslında kendilerini layık gördükleri makam, koltuk ve güce ulaşamadıkları için, o "imtiyazlı seçilmiş şeçkinlerden" olamadıkları için bana göre işveli kendilerine göre ilkeli(!) muhalif çizgide icra-i sanat eylemekteler!

Yani demem o ki bu mahalle her an Muaviye'ye dönüşebilecek Ebu Zer namzetlerinden geçilmiyor!

Adamın birinin de dediği gibi "bizim takva sandığımız şey meğer parasızlıkmış". Yani benim güzel Kardeşim "masum değiliz hiç birimiz"!


Naim Okur, 23.06.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem
Naim Okur Yazıları




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı