19 Aralık 2016 Pazartesi

SA3773/KY25-NO78: Yıldırma Tutmadı, Kışkırtma Verelim(!)

"Unutmayalım ülkemizde kaos ve iç savaş çıktığında bölgedeki dost(!) güçlerin müdahale hakkı doğmuş olacaktır. Ellerindeki son senaryo ve son şansları budur. 15 Temmuz ruhu ve iradesinin bugünkü gereği ise bu yangına körükle gidenlerin engellenmesi ve teşhir edilmesidir."


İki türlü terör vardır. Birincisi uygulandığı ülke halkını "Yıldırmak" için, ikincisi yapıldığı ülke halkını "Kışkırtmak" için!

15 Temmuz'a kadar birincisi uygulandı ve 15 Temmuz'da final yapıldı. Birinci deneme onlar için büyük bir hüsranla sonuçlandı.

İkincisi ise, 15 Temmuz'da yarım kalan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ortadan kaldırarak iç savaşa yol açıp ülkemizi işgal ve istila teşebbüsünün devamıdır. Bunun için içimizdeki nüfuz ajanları vasıtasıyla dolar oyunu ile çıkarılan finansal krizin arkasından gelecek ekonomik krizi tetiklemeye çalıştılar ve düşük yoğunluklu olarak da olsa devam ediyorlar.

Dolardan(!) istedikleri verimi alamayacaklarını anladıkları için yedekte bekletilen seri ve etkisi büyük bombalamalarla üzerimize geliyorlar. Son bombalamalarda çok önceden ordu envanterindeki patlayıcılarla donatılmış düzeneklerle hazırlanmış ve içeri sokulmuş bombalarla asker ve polisler hedef alınarak bize meydan okunmaktadır.

Bu meydan okumanın ülkemizin güneydoğusunda olan bitenlerle alakası olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu meydan okumanın Güneydoğu'daki Kürt kardeşlerimizin temsilciliği rolüne soyunan ama aslında uluslararası konsorsiyumların bölge bayisi, taşeronu olan PKK'ya yaptırılmasının ardındaki hesap çok daha büyüktür.

Devlet, uzun süren barışçıl çözüm arama gayretlerinin ardından geçmişte muhatap aldıklarının muhatap değil maşa olduğunu anladığı için; bu işin masada değil sahada çözülmesi gerektiği noktasına gelmiştir. Bu süreç doğrudan Kürt Halkının muhatap alınması ve onun adına konuşan simsarların ve hamilerinin üzerine gitmeye evrildiğinden beri, savaşı kendi sahamızda değilde rakip yarı sahada kabul ettiğimizden beri bizi kendi sahamıza hapsedip kendi kalemize gol atmamızı sağlamaya çalışıyorlar!

Nedir kendi kalemize atacağımız gol derseniz?! 15 Temmuz'da yenemedikleri, bombalamalarla yıldıramadıkları Türk halkının sinir uçları ile oynayarak kışkırtmak ve faturayı PKK'ya ve arkasındaki çok uluslu konsorsiyumlara değil de artık büyük ölçüde PKK'ya sırtını dönen mazlum Kürt halkına çıkarmak istemektedirler.

Gerek Beşiktaş ve gerekse Kayseri saldırılarında tıpkı Çanakkale de olduğu gibi Türk ve Kürt bütün unsurlar beraberce omuz omuza şehit olmuşlardır. Kim ki bu saldırıların ardından Kürt Halkına karşı nefret ve düşmanlık dilini kullanır, o dil zehirli bir yılan dilidir, koparılmalıdır. Kim ki büyük ihtimalle son olmayacağını tahmin ettiğimiz böylesi saldırıların ardından Kürt Kardeşlerimize ve hatta Hdp’nin binalarına saldırır veya saldırılmasını teşvik eder, bizden görünse bile bizden değildir.

Bizden değildir çünkü düşmanın ekmeğine yağ sürmektedir. Bizden değildir, çünkü düşmanın iç savaş çıkarmak olan son oyununda gönüllü figüranlık yapmaktadır. İçimizdeki mebzul sayıdaki ajitasyon ustası ajan provokatör varken, bir de saf sazanlarla uğraşmak zorunda kalırsak işimiz çok zor demektir.

Kim ki, "Sokağa çıkalım, yakalım, yıkalım" nutukları atıyor, ya saf salak sazandır ya da katıksız ajan provokatör yani haindir. 15 Temmuz'da kendi özgür iradesiyle sokağa çıkmak suretiyle ülkesine sahip çıkan Türkiye Halkını, bu sefer birbirini kırmak için, iç savaş çıkartmak için sokağa çağırmaktadırlar. Devlet üzerine düşeni yapmıyor madem seferberlik ilan edildi biz yapalım diye bu çağrıları yapanlar 15 Temmuz'u yapan eller ve onların piyonlarıdır.

Unutmayalım ülkemizde kaos ve iç savaş çıktığında bölgedeki dost(!) güçlerin müdahale hakkı doğmuş olacaktır. Ellerindeki son senaryo ve son şansları budur. 15 Temmuz ruhu ve iradesinin bugünkü gereği ise bu yangına körükle gidenlerin engellenmesi ve teşhir edilmesidir.


Naim Okur, 19.12.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem
Naim Okur Yazıları

Seçkin Deniz Twitter Akışı