5 Mayıs 2018 Cumartesi

SA6076/KY38-SevDur141: Sahibinden Kiralık Vekil Bulunur



Takdim

Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti’ye 15 vekil hibe etmesi, geçmişte CHP’nin hülle siyaseti yaptığı Güneş Motel’i olayını akıllara getirdi. 1977 seçimlerinde tek başına iktidar olamayan CHP, Adalet Partisi’nden 11 vekile bakanlık vererek iktidarı elde etmişti. O günlerin şahidi olan 1977-1980 arasında Adalet Partisi (AP) Kastamonu Milletvekili Fethi Acar, bu olayın Güneş Motel olayından daha pespaye olduğunu söyleyerek, “onları bu duruma düşüren Tayyip Erdoğan düşmanlığıdır” dedi.

Türkiye siyasetinin akıl almaz oyunları tarih sahnesinde şahitliklerini korurken, erken seçimin gündeme girmesiyle bunlara bir yenisi daha eklendi. Atatürk’ün kurduğu parti namıyla kurulduğu günden itibaren bunun ekmeğini yiyen CHP, yaklaşan zorlu seçimde hiçbir şansının olmadığını anlayınca farklı arayışlar içine girdi. 

Yaptığı ilk hamle MHP’den ayrılarak milliyetçi çizgide siyaset yapacağını söyleyen Meral Akşener’in İYİ Partisine 15 vekil hibe etmek oldu. Meral Akşener “Sırf aday olabilmek için grup kurmak gibi abidik gubidik işimiz olmayacak. Yüz bin imza ile çıkacağız yola” dediği halde, kiralık vekilleri büyük bir memnuniyetle kabul etti.



Bu durum tarihte benzer hile yöntemleriyle anılan “Güneş Motel” olayını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bu ayak oyunları sorulduğunda “Nasıl bir iş? Bunun ahlaki bir yanı olabilir mi? Güneş Motel olayından çok daha öte bir durum söz konusu” şeklinde yanıt verdi.  Öte yandan bu hülleyi yapanlar, demokratik bir hamleymiş gibi savunmaktan da geri durmadı.

Yine gözlerinden öptü

Gözlerinden okunan sitemleriyle birlikte, ihanete uğramış, özgür iradeleri gasp edilmiş 15 vekilin medyaya verdiği fotoğraf bir yana, Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyduğu pespayeliği savunması ayrı yana. İyi Parti sözcüsü Aykut Çınar “Yargıtay’ın verdiği listede İYİ Parti de var, İYİ Parti’nin seçimlere katılma hakkı tescil edildi” açıklamasını yaptıktan sonra, ortada herhangi bir mağdur veya siyasi yasaklı yokken gerek duyuldu bu ayak oyunlarına.

Hiçbir vizyonu olmayan, yenilgi yenilgi koltuğuna yapışan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı hülleye de şu kılıfı uydurdu: 

“Bu kararı neden aldık? Erdal İnönü ve SDHP 1987 yılında Türkeş, Ecevit, Demirel ve Erbakan’ın siyasi yasaklarının kaldırılması için mücadele etti. Biz de aynı kültürden geliyoruz. Kimse siyasi yasaklı olmasın diye. Biz ezber bozduk. 15 vekilimiz İYİ Parti’ye geçti. Bu nedenle 15 arkadaşımıza görev verdik, 15 arkadaşımızın da gözlerinden öpüyorum.”

Milletin iradesini yok sayan diktatör

Şimdi o arkadaşlarının gözlerinden öpen Kılıçdaroğlu, 23 Nisan 2016’da, yaklaşık 15 milletvekilin MHP’den AK Parti’ye transfer edileceğini iddia ederek “Bu karakterde, kendi partisine ve seçmenine ihanet eden bir milletvekili grubunun çıkacağını zannetmiyorum” demişti. Bir de AK Partili belediye başkanları Erdoğan’ın talimatıyla istifa ettiğinde yaptığı yorum var ki, evlere şenlik: Ne demişti Kılıçdaroğlu: “Seçilmiş belediye başkanlarının bir kişinin talimatı ile görevden alınması demek, milletin iradesini yok saymaktır. Milletin iradesini de ancak bir diktatör yok sayabilir.”

CHP’den milletvekili adayı olup seçilen 15 vekilin, oylarını aldığı halka sorulmadan, üstelik görüşlerinin tam zıddı olan sağcı bir partiye kiralık verilmesi, milletin iradesinin çiğnendiğinin en büyük göstergesi. Bu durumda en büyük diktatör de Kemal Kılıçdaroğlu oluyor. CHP’nin hilelerine aşina olan halk, bu hülle siyasetine prim vermese de, deneyip rezil olanlar denemeye devam edecek. Nitekim reel siyasetiyle kendisini ortaya koyamayan, üretecek bir değeri olmayan CHP’nin siyasi tarihinde bu gibi ayak oyunları eksik değil. Bunlardan en önemlisi ve hiç unutulmayanı, tarihe Güneş Motel olayı olarak geçen “abidik gubidik” bir iş.

Kişiliğini aşan vekiller

Güneş Motel’i hazırlayan sürece baktığımızda, 5 Haziran 1977 seçimlerinde Ecevit’in genel başkanlığını yaptığı CHP yüzde 41 oy alarak 213 milletvekili çıkarmıştı. Adalet Partisi yüzde 39 oy alarak 189 milletvekili çıkardı. 2 bağımsız aday CHP’nin yanında yer aldığı halde Bülent Ecevit tek başına hükümet kuramadı. 12 milletvekili eksiğiyle azınlık hükümeti kurmayı denedi, ancak güvenoyu alamayarak istifa etti. Bunun üzerine Adalet Partisi (AP) lideri Süleyman Demirel, AP ile Milli Selamet Partisi (MSP) ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) katılımıyla II. Milliyetçi Cephe hükümetini kurdu. Fakat 11 Aralık 1977’de yapılan yerel seçimleri de CHP kazanınca dengeler değişmeye başladı.

Bülent Ecevit, fırsat bu fırsat diyerek AP’li vekillerle temas kurmaya başladı. Ancak öncesinde, “Kişiliğini aşan, kumar borcu olmayan 12 milletvekilini bekliyorum’” şeklinde küstah bir açıklama yaptı. Ecevit ile 12 eski AP’li Oğuz Atalay önderliğinde görüşmeye başladı. Görüşmelerin ilki 22 Aralık tarihinde Darıca’ya bağlı Bayramoğlu’nda bir otelde gerçekleştirildi. Görüşmeler gizli tutulduğu halde basına sızmasına engel olunamadı. Bunun üzerine görüşmelerin başka bir ortamda devam etmesi kararı verildi. Görüşmelerin devamı dönemin CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil’in organizasyonunda belediyeye ait Florya’daki Güneş Moteller’de yapıldı.

11 vekili de bakan yaptı

Zorlu koalisyon yıllarıydı ve tek başına hükümet ülkenin kurtuluşu olarak görülüyordu. Bunun için yola çıkan 12 AP’li milletvekiline, kuracağı hükümete destek karşılığında bakanlık önerdi, 11’i kabul etti. Konya Milletvekili Oğuz Atalay bakanlık teklifini kabul etmedi. 11 milletvekili bağımsız olduğunda, CHP’nin gensorusu ile 31 Aralık 1977’de Süleyman Demirel başkanlığındaki II. MC Hükümeti devrildi. Demirel bu gensorunun ardından “Bu gensoru ‘sen git ben geleyim’ gensorusudur” açıklamasını yaptı. Ardından Ecevit hükümeti güvenoyu aldı.

Ecevit, 11 eski AP milletvekilini bakan yaparak hükümeti kurdu. Ancak toplama akıl çok fazla yürümedi. 12 Eylül’e giden yolların çakıl taşları döşendi. Ecevit’in hülle hükümeti 22 ay sürdü. Bu hükümet döneminde Kahramanmaraş olayları oldu. Ülkenin içi cadı kazanı gibi kaynadı. Sonunda da 12 Eylül yaşandı.

Ülkeyi batırma pahasına değil

O günlerin şahidi olan, 1977-1980 arasında Adalet Partisi (AP) Kastamonu Milletvekili olarak görev yapan Fethi Acar, Türk siyasi tarihine kara leke olarak geçen Güneş Motel olayıyla CHP’li 15 vekilin İYİ Parti’ye kiralık verilmesi arasındaki benzerliği anlatırken, iki olayın benzeşen ve hiç benzeşmeyen yönlerini de ele aldı:

“Güneş Motel olayı, Ecevit’in yüzüne gözüne bulaştırdığı bir olaydır. 42. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, siyasetin, demokrasinin yüzkarası bir olaydır. İlk yola çıkış doğru gibiydi, yani 12 kişi 1973 ve 77’de millet tarafından birinci parti olan Bülent Ecevitli CHP’ye iktidar imkanı vermek, ülkeyi koalisyondan kurtarmak için yola çıkmıştı. Konya Milletvekili Oğuz Atalay düşünmüştü bu çıkışı. O günkü şartlarda doğru gibiydi. 5 Haziran 77’de seçim olduğunda meclis, başkanını bile seçemiyordu.  Bu kişiler Kasım 77’de meclis başkanının seçimini sağladı. Bu 12 kişi kendini feda ederek CHP’yi iktidar yapma imkanı sağladı. Ülkeyi batırma pahasına değil, daha iyi bir yönetim pahasına.

Görüşmelerde 12 kişiden 1 kişinin kabinede temsil edileceği konuşulmuştu. Ecevit bunun tam tersini yaparak, hepsine bakanlık teklif etti. Oğuz Atalay anlaşmanın bu yönde olmadığına dikkat çekerek Ecevit’in bütün yalvarmalarına rağmen bakanlık teklifini reddetti. Adalet Partisi’nden de ayrılıp, bir daha dönmedi. Diğer 11 kişi bakanlık teklifini kabul etti. 42. Kabinede 4 eski AP’li devlet bakanı vardı; Enver Akova, Mustafa Kılıç, Ali Rıza Septioğlu, Hasan Korkut. Yedi tane de icracı bakan; Orhan Alp, Tuncay Mataracı, Güneş Öngüt, Mete Tan, Şerafettin Elçi, Hilmi İşgüzar, Ahmet Karaaslan.

Altı okun şaşkınlığı ve çaresizliği

Bugünkü 15 vekilin İYİ Parti’ye verilmesi olayı çok daha pespaye bir olaydır. Millet seçime gidiyor, erken seçim kararı alınmış, mecliste bir tıkanma yok, bu hamle neyi çözmeye yönelik yapıldı? 15 kişiyi öbür tarafa transfer ederek kiraya vermenin hiçbir anlamı yok. Güneş Motel olayını savunmuyorum, ama en azından tek başına iktidar olmayı sağladı. Bugünkü neyi çözecekti? Demokrasinin ana kaynağı millete gidiyorsunuz. Karar almışsınız zaten, demokrasiye ne faydası olacak bu hamlenin. Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığından başka bir şey göremiyorum ben. Onları bu duruma düşüren sadece düşmanlıklarıdır. Bir partiyi seçime sokup sokmamak çok basit bir olay bana göre. Demokrasiye bir şey kazandırmaz. Ama Recep Tayyip Erdoğan’ı düşürmek yolunda bir çabanız varsa onu da zaman gösterecek. Amaç iktidarsa zaten var, hem de tek başına, seçim kararı almış, bu yapılanın hiçbir anlamı yok. Altı okun şaşkınlığı ve çaresizliğidir.”


Sevda Dursun, 05.05.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Röportaj, Eleştiri
Sevda Dursun Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: Sevda Dursun Hanımefendi'den çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 12.09.2015


İlk Yayınlandığı yer: Gerçek Hayat





Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı