15 Mart 2018 Perşembe

SA5795/KY25-NO111: Muhafaza'dan Kâr mı, Yeni-Yepyeni Bir Paradigma mı?

(Boyumdan büyük mülahazalar)


Vahyin insana ve toplumsal hayata yansımasını ilk aşamada kişisel din algısı ve toplumsal kültürleşme olarak değerlendirirsek medeniyet oluşturulmasındaki motor gücü tesbit etmiş oluruz. Medeniyetlerin insana ve toplumsal bilince dair kültürel kodları zamanla kendini yenileyemezse muhafazakarlık zihniyette başlar ve yavaş yavaş toplumsal hayata ve dolayısıyla devlete sirayet eder...

Fikri üretimin durması ilk başta mevcut hâlin paradigmal olarak kutsanması ve muhafaza edilmesi sonucunu doğurur. Bu durgunluk ve muhafaza hâli toplumsal/sosyal yapılanmalara ve devlet kurumlarına hakim olduğunda muhafazanın kerametleri konuşulmaya ve mevcut hâlden katma değer üretilmeye, kâr edilmeye başlanılır.

Kendini yenileyemeyen paradigmanın muhafaza etmeye başladığı, kutsadığı kültürel yozluk, muhafazadan kâr elde etmeyi de mübah hale getirir ki; bu durum muhafazadan kâr daha açık tabirle "muhafaza-kar" kelimesinin ironik anlamına ışık tutar.. Bu gün yaşadıklarımız da kaba hatları ile budur.

Malûm Cemaat'le yaşadığı şiddetli geçimsizlik sonucu yaşanan aile kavgasından (Rosenkrieg) başarılı bir şekilde devlete sahip çıkma vazifesi çıkaran hükümet; Cemaat'in bu noktaya gelişindeki kültürel kodları iyi okuyamamış olmalı ki; aklını mensubu olduğu dini yapılanmaların tepesindeki zevatın inhisarına teslim eden daha arkaik yapılardan medet umar, ittifaklar arar hale gelmiştir. 

Halbuki bu tarz yapılanmalar devlet erki içinde mensuplarının ehliyeti ve liyakati dışında suni ve teşvikli tasarruflarla güç yoğunlaşması oluşturduğunda belki ihanet olmasa bile onlarla da benzer sıkıntılar yaşanması kaçınılmaz olacaktır.

Doğru olan ise, devletin işletim sistemi demek olan hükümetin; son yaşananlardan ders alarak toplumdaki dini yapılanmalara asgari saygıyla atbaşı gidecek bir şekilde yepyeni bir toplumsal dini algının inşası için ciddi bir ilmi, irfani, akademik bir İslâm algısının oluşturulması için vahiyden başlayarak kültürel kaynaklarını araştırıcı çabanın öznesi, itici gücü olması gerekmektedir. Bu çabanın ete kemiğe bürünmesi için en azından insan-devlet, adalet-devlet, merhamet-devlet, hak ve hukuk -devlet, emniyet, özgürlük, kadın vesaire gibi ana kavramlar üzerinde yoğunlaşacak ve yeni şekillenen Diyanetin öncülüğünde oluşturulacak çok yönlü, çok boyutlu, geniş katılımlı bir Şura Heyetinin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Aktüel gündemden örneklemek gerekirse; bir yandan oy aldığın kitlenin kahir ekseriyeti halâ kadını erkeğin kölesi mesabesinde gördüğü halde, "kadına zulüm insanlığa ihanettir" sözü havada kalmaya mahkumdur. Bir yandan "İslam’da kadının idareci olması haramdır!" diyen bir kitleyi siyasal habitat olarak kabullenip, öbür yandan ilk baş örtülü kaymakamın görev alabilmesine vesile olmak uzun vadede yürütülmesi zor bir değişim olacaktır.

Çünkü bütün bu devrim gibi görünen gelişmeler ana kitlenin karizmatik bir siyasi lidere vermiş olduğu ve siyaset teorisyenlerinin değil çözümlemek anlamakta bile zorluk çektikleri olağanüstü bir güven kredisi sayesinde yürütülebilmektedir. Bu "anormal realite" ile bugünler aşılabilse bile uzun vadede fani üzerinden beka arayışı kadar beyhude bir çabadır.

Yapılması gereken şey; eskimez pörsümez yeninin yeniden ihyası, küllenmiş folklorik hale gelmiş/getirilmiş yitik hikmetin tekrar kurucu iradeye paradigmal kaynak, değerler bütünü olarak yeniden kristalize edilmesi ve devlet aygıtının manevi yakıtı haline getirilmesidir. Eğer bunlar yapılmazsa 2023 hedeflerini bilmem ama 2071 hedefleri ham hayal olmaya mahkumdur."

Not: Tam üç yıl önce kaleme almışım bu yazıyı. Tam da yaşadığımız gündeme tekabül etmesi tevafuk. Esas can alıcı soru ise şu: Ne değişti?!



Naim Okur, 15.03.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem

Naim Okur Yazıları




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı