25 Aralık 2017 Pazartesi

SA5381/KY25-NO100: Erdoğan, Kudüs ve İçimizdeki Sivilceliler...

 "Ortada Amerika ve İsrail'i zibek gibi ortada bırakan uluslararası bir diplomasi atağı ve başarısı var. Amerika'nın "taşınma iki sene falan bulur" gibi lafı eveleyip gevelemeye başladığı yetmezmiş gibi arkasından AB ülkeleri de Kudüs konusunda hiçbir değişikliğe gerek görmediklerini deklare ettiler."



Duymayan kalmamıştır diye direk dalalım mevzuya. Malûm Amerika'nın içimizdeki taşeronlarının marifetiyle New York'ta açmış olduğu adı önce Rıza Sarraf daha sonra Hakan Atilla ve baştan beri söylediğimiz gibi Erdoğan'a dönüşecek olan dava üzerinden "siz ordan biz burdan ne güzel sallıyoruz" orkestrasına gönüllü yazılanlar; Trump'ın gündeme bomba gibi düşen Kudüs'ün İsrail başkenti sayılacağı ve ABD'nin büyükelçiliğini de peyderpey Kudüs'e taşıyacağını kararını canlı yayında imzalayarak ilan etmesi üzerine acaip bir beyin mıncıklaması yaşadılar! 

Beyin burda var(!) farzediliyor! Trump bu konuyu gündeme getirince kronik muhalefet bağımlılıları, ve bu aralar cool göründüğü için bazı ex islamcı neo-oppositioncu bir arkadaşlar "Gene yırttı la bu herif" diye hayıflanmaya başladılar ! Herif dedikleri CB Erdoğan! Adamda şeytan tüyü varmış. Gene tek ayak üstü düşmüş vesaire. 

Başladılar maddi ve manevi patronlarına/efendilerine sarmaya. "Şimdi sırası mıydı, Kudüs'ü gündeme getirmenin?!" 

Önceki gün de galiba pek saygın "The Ekonomist" de aynı başlığı atmıştı: "Erdoğan Kudüs'ü iç siyasetteki sorunları unutturmak için kullanıyormuş!" 

Ne yapacaktı Erdoğan? 

"Beyler kusura bakmayın! Benim şu anda Amerikan kerhanesinin malları Fetö'cularla onların patronlarının başımıza sardığı bir gündem var o yüzden Kudüs'le falan uğraşamam" mı diyecekti?! 

Bir tık ötesi Trump Erdoğan'a çalışıyor veya Erdoğan istediği için Trump konuyu gündeme getirdi!

Aslında Erdoğan ana gövdesi ve sponsorlarının çoğunun Batı işbirlikçisi olduğu İslâm İşbirliği Teşkilatını olağanüstü toplantıya çağırdığında da epey geyik kastılar. İslam Birliği mi varmış ki?! Toplansa ne olacak sanki?! Gibi ön tedbir geyiği bile yapanlar oldu.

Önce katılım azdı dediler tutmadı! Yarıya yakınının başkanlık seviyesinde katılım gösterdiği ülkelere ilaveten Rusya gözlemci ve en önemlisi Venezuela Devlet Başkanı Madura da katıldı. Normal şartlarda ayakta alkışlanması gereken Venezuela Devlet Başkanı Madura'nın katılması hayli battı bizimkilere. 

Neymiş Madura diktatörmüş! Sanki Trump ve Putin demokrasinin kitabını yazdılar Allah kahrı bela!!!

Ortada Amerika ve İsrail'i zibek gibi ortada bırakan uluslararası bir diplomasi atağı ve başarısı var. Amerika'nın "taşınma iki sene falan bulur" gibi lafı eveleyip gevelemeye başladığı yetmezmiş gibi arkasından AB ülkeleri de Kudüs konusunda hiçbir değişikliğe gerek görmediklerini deklare ettiler.

Buradan bir şey tutturamayacakları belli olunca böyle durumlar için Yılmaz Özdil zekasındaki sivilceliler zulada hep bekletilen Kıbrıs'a yapıştılar teze gelin psikolojisi ile. 

Neymiş? Kudüs için çok kısa bir sürede toplanan ve işbirlikçi Suudi Amerika, gdo'lu Sisi'li Mısır ve Birleşik Yavşak Emirlikleri (BAE) ye rağmen hiç kimsenin beklemediği kadar sert ve net bir karar alan İİ Teşkilatı neden Kıbrıs'ı tanımıyormuş?! 

Bunu ufak ufak dillendirenler oluyordu ama bugün bir arkadaşın sayfasında subliminal +18 fena ... benzeri bir isimle görece ihatalı bir yazı görünce benim sigortalar alev aldı haliyle. Üslubumun kalaylı olması ondandır bilesiniz! Baştan özür dilerim.

Bir yerde olumlu bir gelişme oldu mu sülalesi fena olmuşlar çıkıyor ortaya ve "ama benim şuramda da sivilce çıktı onu da halletsene" demeye başlıyor! İİT'nın aldığı kararın uluslararası alandaki yankıları yani özellikle Batı Yakası'ndaki panik içeride bayağı sivilce çıkarmış anlaşılan!

Soğuk savaş yıllarından beri kucağımıza bırakılan Kıbrıs bombasıyla; dünyanın en büyük açık hava hapishanesi haline gelen Filistin meselesi ve gün aşırı ölüm ve zulümle içice yaşamaya mahkûm olan Filistin halkını kıyaslamak için adamın hakikaten sülalesinin fena olmuş olması gerekiyor demek ki! Maaşlarını senin ödediğin suyunu bile deniz altından boru döşeyerek götürdüğün Kıbrıs tanınınca sanki başları göğe erecek sülalesi fena olmuşların!

İşin içine zulüm ve insanlık sosu katabilmek için 45 sene önce yaşanmış banyo küveti dramını kullanan şahıs şimdi Kıbrıs küvetlerinde ne haltlar yendiğini bilmez mi, bilir! Ama fena olmak böyle bir şey işte.

Kıbrıs'ın mevcut haliyle Kürt sorunu gibi Türkiye'nin ayak bağı olduğunu her iki sorunun da yıllık maliyetinin çift rakamlı milyar dolarlar olduğunu bilmez mi bu sülalesi fena akıllılar? Sanki Kıbrıs tanınınca bir şey değişecekmiş gibi. Bizim çoğunluğu Karadeniz'den olmak üzere oraya transfer ettiklerimiz dışındaki yerli halkının kahir ekseriyetinin Türkler ve Türkiye'den nefret ettiği gerçeğini bilmez mu bunlar? Bal gibi bilirler ama fenalık böyle bir şey işte!

Uluslararası Yahudi Medyasının en etkili bulvar gazetesi olan Bild gibi: "Erdoğan'ın bütün islam ülkelerini etrafında topladığı nefret zirvesi"nde inanılmaz bir karar aldırdı. Kudüs Filistin'in başkentidir!" diye üzüntülerini belli edemedikleri için Kıbrıs'ın sivri tarafına dayıyorlar arkalarını...

Tam da bugün Erdoğan'ın Kudüs eksenli diplomatik başarısını yazmaya niyetlenmişken yapılır mı bana bu? Nedir la sizden çektiğim? Adam gibi ağız tadıyla yandaş yandaş yazamayacak mıyız sizin yüzünüzden?!


Naim Okur, 25.12.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem
Naim Okur Yazıları




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı