2 Kasım 2017 Perşembe

SA5101/KY49-İTIĞLI73: Bu Katliamı Durdurun

"Bölge ülkeler ve dünya bu katliama sessiz kalıyor, izlemekle yetiniyor. Günler sonra BM’den kınama geliyor. Afrika Birliği’nin Orta Afrika Cumhuriyeti gözlemcisi “Bu ülkede olağan şeyler, abartılacak şey yok” diyebiliyor."


Dünyada siyasi, etnik ve dini çatışmalardan dolayı en fazla öldürülenler kuşkusuz Müslümanlar. Arakan’da, Suriye de, Irak ta, Somali gibi pek çok bölgede Müslümanlar öldürülüyor. Katilleri ise bazen küresel güçler bazen de onların kullandığı taşeron örgütler olarak karşımıza çıkıyor.

Arakan’da Müslüman katliamı yaşanırken benzer saldırılar Afrika’nın eski Fransız ülkesi sömürgelerinden biri olan Orta Afrika Cumhuriyetinde yaşandı. Dört senedir Müslümanlara yönelik etnik ve dini bir temizlik yaşanıyor. Resmi rakamlara göre 2013’den beri öldürülen Müslüman sayısı altı bine ulaştı.

Neden Müslümanlar bu anti–Balaka denilen katiller tarafından öldürülüyor anlamak oldukça zor. Bir cuma günü Orta Afrika’nın bir kasabasına saldıran palalı teröristler Cuma namazı kılanları başta imam ve müezzin olmak üzere öldürüyor. Henüz bu kan kurumadan başka bir şehirde yine ellerinde pala bulunan katiller Ruanda katliamını hatırlatır şekilde evlere giriyor; kadın, çocuk demeden öldürüyor. Öldürmekle yetinmiyorlar, ölülerin ellerini bacaklarını kesiyor, şehitlerin başlarını yakıyorlar.

Bölge ülkeler ve dünya bu katliama sessiz kalıyor, izlemekle yetiniyor. Günler sonra BM’den kınama geliyor. Afrika Birliği’nin Orta Afrika Cumhuriyeti gözlemcisi “Bu ülkede olağan şeyler, abartılacak şey yok” diyebiliyor.

Oysa bu ölenler ne bir örgüte mensup olanlar ne de muhalif kimseler,  normal bir şekilde hayatını devam ettiren, çobanlık yapan, evinin geçimi için bütün gün tarlada çalışmak zorunda kalan veya okula gitmek için hazırlanan çocuklar…

Terör saldırılarını anlamak gerçekten zor fakat sivil katliamını anlamak daha da zor. Somali’de pazar yerine bir bombalı saldırı oluyor, masum insanlar ölüyor. Nijerya’da bir camiye saldırı oluyor veya Afganistan’da bir düğün evine.

Amerika’nın Afganistan’da sivilleri öldürmesine alıştık, Irak’ta bazı dini grupların siyasal amaçlarını gerçekleştirmek için öldürmelerine de alıştık. Hatta Boko Haram, el Kaide, Eş Şebab gibi terör örgütlerinin saldırılarına da alıştık. Biz Orta Afrika’da Müslümanların anti-Balaka denilen Hıristiyan terörist gruplar tarafından da öldürülmesine alışıyoruz. Bu alışkanlık öyle normalleşiyor ki, İslam ülkeleri bile Afrika’nın ortasında gerçekleşen bu katliama sessiz kalabiliyor.

İslam İşbirliği örgütü ne işe yarıyor anlamış değilim. Neden İslam ülkeleri, D-8 ülkeleri bu katliama sessiz kalıyor? Haydi onları geçtik neden bölge ülkeler olan Sudan, Çad herhangi bir girişimde bulunmuyor?

Müslüman ülkelerin bu acizliğine karşı diğer bölge ülkeleri ellerinden geleni yapıyor. BM Güvenlik Konseyi gözetiminde Angola, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, diğer Kongo Cumhuriyeti ve Kamerun bir araya gelerek saldırıyı kınayıp kararlar alıyor. Fakat bu kararlar terörü önlemeye mi yönelik yoksa başka amaçlar mı taşıyor?

Öncelikle bu ülkelerin hiçbiri masum Müslüman sivilleri öldüren anti-Balaka’yı terör örgütü olarak görmüyor. Hatta başta Angola olmak üzere bazı bölge ülkelerin bu terörist yapıyı mali olarak desteklediği iddiaları da var. Hatta daha da ileri gidelim, Orta Afrika Cumhuriyeti yönetiminde anti-Balaka yanlısı yetkililerin de olduğu söyleniyor.

Orta Afrika Cumhuriyetinde bir milyona yakın Müslüman yaşıyordu. 2013’den beri bu sayı neredeyse beş yüzbinlere indi. Çoğu Orta Afrikalı Müslüman; Çad, Kamerun ve Sudan’a kaçmak zorunda kaldı. Çad’da mülteci kamplarında çok zor şartlar altında yaşayan Orta Afrikalı Müslümanlar hayatta kalma mücadelesi veriyor. Sudan ve Kamerun’da da durum çok farklı değil.

Çad ve Sudan yönetimlerinin bu terör faciasına sessiz kalmalarını anlamak da mümkün değil. Çad yönetimi, Boko Haram terörüne maruz kalınca bölge ülkelerini ayaklandırıyor, hemen operasyonlar başlatıyor. Orta Afrika Cumhuriyeti Müslümanlarının içerisinde Çadlı göçmenler olmasına rağmen, Çad yönetimi büyük bir sessizlik içerisinde.

Bu bir soykırımdır!

Orta Afrika Cumhuriyeti’nin Batı destekli yönetimi de bu teröre karşı bir şey yaptığı söylenemez. Saldırıyı yapanların bilinmesine rağmen hala herhangi bir tutuklama yapılmadı. Bu sanki saldırının Orta Afrika Cumhuriyetinde meşruiyet kazandığı anlamına da geliyor.

Orta Afrika ülkeleri bu ve benzeri katliamlara alışık bir ülke. 1994’de Ruanda da yaşananlar, Zaire iç savaşındaki hadiseler tekrar ediyor gibi. Fakat onlardan ayrılan en önemli yönü bu saldırıların dini bir soykırıma dönüşmesi. Ölenler çünkü Hutu veya Tutsi değil. Ölenler Songo, Fulani Müslümanları…

Orta Afrika Cumhuriyeti Müslümanları Müslüman milisleri Seleka destekçileri olarak görüyor. Oysaki Seleka dini amaçları olmaktan ziyade siyasi amaçları olan bir örgüt. Üstelik Seleka eski gücünde değil, üçe ayrılmış durumda. Seleka içlerinde hükümeti destekleyenler olduğu gibi Hıristiyan topluluklar da var.

Burada Orta Afrika Cumhuriyeti yöneticilerinin gözleri önünde bir soykırım yaşanıyor. Katillerin hedefi, ülkede tek bir Müslüman bırakmamak. Müslümanları göçe zorlamak veya yok etmek. Bu yaklaşımın adı soykırımdır. Şu anda yaşananlar da bir soykırımdan başka bir şey değildir. Çünkü geçenlerde bir anti Balaka milisinin devlet radyosunda söylediği gibi, Müslümanlara yönelik saldırılar ülkede tek bir Müslüman kalmayıncaya kadar devam edecektir.

Orta Afrika yüzyıl önce Müslümanların çoğunlukta yaşadığı bir bölgeydi. Batı Afrika Müslümanlarının hac güzergahının üzerindeydi. Yüzyıllarca Müslümanlar bu bölgede barış ve huzur içinde yaşamlarını sürdürürken, Batılı sömürgecilerin gelmesi ile kendilerini etnik ve dini çatışmalar içinde buldular.

Bu katliamı, soykırımı durdurun. Eğer devam ederse sadece Orta Afrika değil çevre ülkeler de büyük bir zarar görecek. Fakat bu irade ne bölge ülkelerinde ne de İslam ülkelerinde var. O zaman Türkiye’nin yöneticilerine seslenmek gerekli: Eğer siz Arakan, Suriye, Filistin için yaptığınızı Orta Afrika Müslümanları için yapmazsanız birkaç sene sonra bu ülkede tek bir Müslüman bile olmayacak!…


İbrahim Tığlı, 02.11.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Afrika'dan
İbrahim Tığlı Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: İbrahim Tığlı Beyefendi'den yazılarının yayınlanması için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 23.06.2016



Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı