21 Ağustos 2017 Pazartesi

SA4758/KY60-ES12: Kudüs; Rusya Ortadoğu için İsrail’e Yanaşıyor

"Rusya soğuk savaş sonrası Ortadoğu’daki Libya, Suriye gibi müttefiklerinden uzaklaşmıştı. Suriye’yi fırsat bilerek tekrar döndü. Hem Türkiye’nin hem İsrail’in komşusu oldu. Bununla ilgili olabilir. İsrail’le ilişkilerini geliştirmek isteyebilir. Çünkü bu bölgede İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan gibi ABD’nin klasik müttefikleri var." 


Üç büyük dinin en kutsal mekanlarının bulunduğu Kudüs’ün statüsü, Filistin sorununun en önemli maddelerinden biri. 1948 Arap-İsrail Savaşı’nda, Batı Kudüs İsrail tarafından işgal edilmişti. 1967 yılındaki Altı-Gün Savaşı esnasında İsrail, Doğu Kudüs’ü de işgal etti. Uluslararası toplum, bunu kabul etmeyip Doğu Kudüs’ü, İsrail işgali altında olan Filistin sınırı olarak tanımlasa da İsrail Kudüs’ün tamamıyla kendisine ait olduğunu iddia etti ve başkent olarak gördü. Uluslararası toplum ise bugüne kadar Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmedi ve Kudüs’e elçilik açmadı.

1995 yılında ise ABD Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan bir yasayı kabul etti ancak o tarihten bu yana göreve gelen başkanlar bu yasayı “ulusal güvenlik” gerekçesiyle uygulamaya sokmayarak elçiliği Tel Aviv’de tuttular. 

Donald Trump başkanlık için seçim kampanyası yürütürken Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etme ve İsrail Büyükelçiliği’ni Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma sözü verdi. Göreve geldikten sonra ise büyükelçiliğin Kudüs’e taşınmasının ‘büyük bir öncelik’ olduğunu söyledi ve bir İsrail gazetesine verdiği röportajda da bu konudaki sözünü tutacağını belirtti. 

ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyıp tanımayacağı konusu endişe ile izlenirken, bir yandan da Suriye gündeminin yoğunluğu arasında, Rusya’dan şaşırtıcı bir açıklama geldi. Rusya, Batı Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını duyurdu. 

Rusya Dışişleri Bakanlığı, internet sitesinde yayınlanan bir bildiriyle, Batı Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak gördükleri ifadesini kullanırken, Doğu Kudüs’ün ise gelecekteki bir Filistin devletinin başkenti olması gerektiğine inandıklarını duyurdu.

Prof. Cengiz Tomar’la Kudüs’ün önemini, İsrail’in başkenti olarak tanınmasının etkisinin ne olacağını, Rusya’nın bu hamlesinin nasıl bir arka planı olabileceğini konuştuk. 

Rusya’nın süper güç olduğu günlere dönmek istediğini ifade eden Tomar, bu maksatla Suriye üzerinden Ortadoğu’ya geri döndüğünü ve çevre ülkelerle iyi geçinmek istediğini anlattı. Tomar’a göre bu açıklama İsrail ve Rusya’nın önemli pazarlıkları sonucu olabilir.


shutterstock_188742710

Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasının stratejik önemi nedir?

Kudüs çok önemli, 3 din için de çok kutsal bir şehir. 637 yılında yani Peygamberimizin vefatından 5 yıl sonra Müslümanlar tarafından fethedildi. 1099- 1187 yılları arası istisna edersek, neredeyse 1400 yıldır İslam hakimiyetinde. Hem Miraç hadisesi olması açısından, hem de ilk kıblemiz olması nedeniyle manevi açıdan, bunun yanı sıra müthiş miktarda Eyyubi, Memlük hatta Selçuklu ve Osmanlı eserlerinin bulunması nedeniyle tarihi açıdan önemli. Filistin açısından da Filistin direnişinin sembolü, kalbi, beyni, temel istinat noktası olduğu için çok önemli. 

İsrail BM tarafından Filistin’in bir kısmında, Kudüs’ün de en azından yarısında işgalci olarak görülüyor. Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak ilan edilmesi Filistinlilerin Filistin’de hiçbir hakkının olmadığı, İsrail’in Filistin topraklarının tamamında hükümran olduğu manasına gelir. Bu zaten işlemeyen, meşhur iki devletli çözüm için de yolun sonu demektir. Uluslararası camia tarafından Kudüs’ün başkent olarak tanınması Filistin’in varlığının yok edilmesidir.

ABD’nin bugüne kadar hep İsrail’in yanında durdu. 1995 yılında da Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğuna dair bir yasa çıkarıldı ama uygulanmadı. Bunun sebebi uluslararası toplumun tepkisinden çekinilmesi mi?

Kudüs Hristiyanlar için de kutsal bir yer fakat esas tepki Batı dünyasından ziyade İslam dünyasından gelecek. İslam dünyasının 1 milyar 800 milyon nüfusu var. Arapların bir kısmı Amerika’nın önemli müttefiği. Yine Müslüman dünyasında Türkiye gibi ABD müttefiği ülkeler var. Bu adım tepkilerin yanı sıra terörist hareketlerin, radikal hareketlerin artmasına da neden olacak. Bu ABD için çok büyük bir risk olduğundan şimdiye kadar bu yasa uygulanmadı. Ama Trump seçimden önce Kudüs’ü tanıyacağım diye söz vermişti. 

Trump’ın ne yapacağı belli olmadığı için nasıl bir adım atılacak bilemiyoruz. Bunu yapacak mı, yapmayacak mı? Ama yaparsa zaten şu anda karmakarışık olan Ortadoğu’yu daha da karıştırmış, aslında medeniyetler çatışmasının fitilini de ateşlemiş olur.

Bu karmaşık ortamda Rusya bir açıklamayla Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ilan etti. Rusya’nın bu adımı atmasının sebebi nedir?

Bu tür açıklamalar dış siyasete yönelik ve rakiplere mesaj olarak algılanır. Bunun içinde Türkiye de var. Körfez Arap dünyası da… Bunun muhatabı İslam dünyasında Rusya ile ittifak etmeyen ülkeler olabilir. ABD olabilir. İsrail ile önemli pazarlıklar olabilir. Ama Rusya’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ile ABD’nin tanıması halinde ortaya çıkacak etki aynı değil. Bu durum daha çok Rusya’nın başına problem açar. Rusya’nın nüfusunun yüzde 20’si Müslüman. St. Petersburg’da terörist eylemler var. O açıdan baktığımızda bu durum Rusya’ya zarar verir ama batı ve ABD’nin tanıması kadar etkili olmaz.

Suriye ile ilişkili midir Rusya’nın bu adımı?

Şüphesiz. Rusya soğuk savaş sonrası Ortadoğu’daki Libya, Suriye gibi müttefiklerinden uzaklaşmıştı. Suriye’yi fırsat bilerek tekrar döndü. Hem Türkiye’nin hem İsrail’in komşusu oldu. Bununla ilgili olabilir. İsrail’le ilişkilerini geliştirmek isteyebilir. Çünkü bu bölgede İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan gibi ABD’nin klasik müttefikleri var. 

Eğer bu bölgeye giriyorsanız oradaki ABD’nin müttefikleriyle iyi ilişkiler kurup kendi tarafınıza çekmeye çalışmanız kadar normal bir şey yok. Türkiye de aslında böyle. Türkiye Rusya ilişkilerine baktığınızda aynı şeyi görüyorsunuz. Bölgede varlığını korumak istiyorsa Suriye’nin komşu ülkeleriyle ilişkileri iyi tutmak durumunda. Eskisi gibi iki kutuplu bir dünya öngörülüp Rusya’nın da süper güç olarak yükselmesi bekleniyorsa ki Rusya’nın da böyle idealleri var, ABD henüz buna karşılık veremedi bu zaman kadar. Hatta Türkiye ve Suudi Arabistan gibi müttefiklerini göz ardı etti. Buna karşı Rusya’nın atağı olarak görebiliriz. Ama tabi şimdi ipler Trump’ın elinde, bundan sonra onun bölgede nasıl bir politika izleyeceği klasik konvansiyonel müttefikleriyle ilişkilerini tekrar restore edip edemeyeceğine bakmak lazım.

Peki Rusya’nın bu adımı Amerika’nın tanımasını hızlandırır mı?

Mantıklı olarak böyle bir adım beklemem, bunu yapmak işleri çok daha karmaşık hale getirir. Ama Trump olunca öngörmek pek mümkün değil. Böyle bir şey bölgedeki yangının üzerine benzin dökmek olur.


Emeti Saruhan, 21.08.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Hayatın Sıcak Yüzü, 
Emeti Saruhan Yazıları



Sonsuz Ark'ın Notu: Emeti Saruhan Hanımefendi'ye çalışmalarını bizimle paylaştığı için teşekkür ederiz. Seçkin Deniz, 06.07.2017



İlk yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat





Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz

Seçkin Deniz Twitter Akışı