31 Ağustos 2017 Perşembe

SA4807/SD757: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 224 (06-10 Eylül 2014)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”



 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)

(06-10 Eylül 2014)  (Eylül 2014: 2.973 Tweet+Önceki Toplam: 132.205+2.973=135.178 Tweet)


 Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
sessizlik bir öğüttür bilene... öğütlerin ise alıcısı yok pek...gürültüler hep ondan...

 Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
siz hala güzel şiirler yazıyorsunuz kelimeler buluyorsunuz bakirelerin göğüslerine tırmanan sonsuzark.com/2014/09/sa881k…

SA4806/KY35-YTK213: 29 Ağustos

"Balkanları fetheden, Avrupa ortalarına kadar yerleşen, doğusunda ve batısındaki bütün büyük orduları perişan eden ordunun yerine şimdi anavatanı işgallerle sarsılan bir dönem gelmişti."


Birinde Yavuz Sultan Selim İslam Halifesi oldu denir. Osmanlı’ya o günden sonra hilafetin geçtiği iddia edilir. Üzerinden sadece on yıl geçmiştir ki şimdi padişah, babası Yavuz’a göre fazla süslü elbiseler giydiği için kendisini bir sefer dönüşü karşıladığında şehzadesi Süleyman’a “Ananın elbiselerinden de giyseydin” mealinde kızdığı eleştirdiği rivayet edilen ve adı biraz sonra Kanuni olacak olan kişidir.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı ordusu Mohaç’ta Macar ordusunu daha uzun bir süre belini doğrultamayacak şekilde ezdi. Tarihin en kısa meydan muharebelerinden kabul edilen bu iki saatlik mücadele Osmanlı ordusundaki toplar karşısında düşmanın çaresizliğini bu kısa zamanda alınan zafer gösterdi. Otuz kadar şövalyenin inatla padişahın çadırına kadar ulaştığı ve padişahın da onlara karşı kılıçla dövüştüğü yine rivayetler arasında.

SA4805/KY49-İTIĞLI63: Afrikalı Liderlere Ne Oluyor?

"Bağımsızlık ve özgürlük bir bütündür. Eğer bir Afrika ülkesinin lideri hastalığının tedavisi için ülkesinin doktorlarına canını emanet ediyorsa özgürlük ve bağımsızlık o zaman başarılmış olur…"


Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari, nihayet üç aydır tedavi altında olduğu İngiltere’den ülkesine döndü. Buhari’yi başkent Abuja’da kalabalık bir kitle karşıladı. Nijeryalıların  büyük bir çoğunluğu devlet başkanlarının ülkesine dönmesinden memnundu. Çünkü Buhari’nin sağlığı ile ilgili ciddi iddialar vardı, hatta ölmüş olabileceği bile söylenmişti.

Son on yılda Afrika liderlerinin bazıları, hayatlarını görevleri sırasında kaybettiler. Gana, Zambiya ve Nijerya devlet başkanları ve Etiyopya başbakanı görevleri sürerken ölen devlet adamları. Bu bir rastlantı olarak görülebilir fakat bu dört ülkede öyle veya böyle bir seçim süreci yaşanmakta, Etiyopya dışında bir demokrasi ortamı da var.

SA4804/KY60-ES15: İstihbaratın Derin Adamı



Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu Enver Altaylı, geçtiğimiz hafta Antalya’nın Korkuteli köyündeki bağ evinde FETÖ soruşturması çerçevesinde gözaltına alındı. FETÖ’nün Orta Asya yapılanmasının mimarı olduğu iddia edilen Altaylı’nın Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi konusunda da şüpheli olduğu söyleniyor.

Altaylı hakkındaki iddialar FETÖ’nün Türki Cumhuriyetler’deki örgütlenmesini Altaylı üzerinden gerçekleştirdiği yönünde. Özbek göçmeni olan Altaylı’nın FETÖ’nün özellikle Özbekistan ve Kazakistan’da etkin olmasında önemli rol üstlendiği, Özbekistan ve Azerbaycan’daki darbe girişimlerinin de arkasındaki isim olduğu söyleniyor.

30 Ağustos 2017 Çarşamba

SA4803/KY51-HA9: Nesnelerin İnterneti IOT Teknolojisi Nedir?

"Bu kadar internete bağlı olan bir gelecek ne kadar güvende olacak, o da merakımı yerinden oynatan bir konu..."


Nesnelerin interneti; çeşitli haberleşme protokolleri sayesinde birbirleri ile haberleşen ve birbirine bağlanarak, bilgi paylaşarak akıllı bir ağ oluşturmuş cihazları temsil ediyor.


Sadece evimizdeki eşyaları ya da yoldaki trafik ışıklarını değil fabrikalarda üretim yapan makineleri da kapsıyor. Eşyalar düşünüyorlar, karar veriyorlar ve uyguluyorlar.


Buna bağlı olarak da internet trafiği çılgın bir biçimde artışa geçiyor.

SA4802/KY64-ZTK6: Doğu Asya'daki Meydan Okuma; Aşırı Milliyetçiliğe Direniş

"Ortak tehditler çok olsa da bunlara karşı yekvücut olma isteği Doğu Asya ülkeleri arasında hiç ama hiç gelişmemiş durumda. Aslında son dönemdeki temayül, daha büyük sınır-aşan işbirliği fırsatları aramaktansa, ülkelerin daha da içe çekilip farklılıklarına odaklanmaları yönünde gelişti."
Shihoko Goto, Japan Times, 01.08.2017


East Asia’s challenge: resisting hyper-nationalism

Küreselleşme, dünyanın birçok bölgesinin aksine, Doğu Asya’da kirli bir kelime değil. En azından şimdilik.

Bu demek değil ki Japonya, Güney Kore veya hatta Çin gibi ülkeler bugün ABD ve Avrupa’nın yüzleştiği meydan okumaların bir kısmıyla karşı karşıya değil. İşlerini kaybetmekten tutun yabancı rekabete ve çalışmanın doğasını değiştiren artan otomasyona kadar Asya kıtası da hızla değişen, birbiriyle bütünleşmiş bir dünyanın son derece hakiki tehditleriyle yüzleşiyor.

SA4801/KY37-AZ206: MÜRTED: Gülen ve Mormonlar...

Sahi, “din alimleri” hala neden susuyor?...


Tekrar o güne döneceğim, Nisan 2013’de Pensilvanya’da Fetullah Gülen ile buluşup yarısını tam olarak anlayamadığım konuşmalarını dinlediğimde beni en çok rahatsız eden konu, yayınladığı videolarda gördüğümüz müritleriyle birlikte büyük bir “İslami tefsir” çalışması yaptığını söylemesiydi. “Neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duydunuz” sorusuna, “Amerikan yönetimi istedi, burada hapishaneler başta hükümetin görevlendirmek zorunda kaldıkları imamlarda Vehhabi etkisini görmüşler, hatta bizden burada bir ilahiyat fakültesi kurup, resmi görevler için imam yetiştirmemizi de istediler” dedi.

SA4800/KY38-SevDur79: Filistin Dahlan’a Mecbur Ediliyor



Takdim

Dokuz yıldır abluka altındaki şehirde yaşayan Gazze’nin İHH temsilcisi Mehmet Kaya, bir vesileyle İstanbul’a döndü. Heybesinde önemli anılarla gelen Kaya’ya Gazze’de yaşayan Filistinlilerin sıkıntılarını, ablukanın durumunu, siyasi arayışlarının neticelerini sorduk.

Kaya, Hamas’ın Muhammed Dahlan’la anlaşma yapmaktan başka şansının olmadığını söylüyor. Gazze nefes alamıyor ve Kaya’ya göre denize düşen yılana sarılmak zorunda.

SA4799/KY28-ATA311: Türkiye’nin Göçmen Politikası ve Avrupa’nın Rahatı

"Bizim küresel insani değerleri, ulusal çıkarlarımızın dahi önüne koymamız Avrupa’daki müttefiklerimizi rehavete de itmemelidir. Gün doğmadan neler doğar!"


Kıymetli dostum AB Eski Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Bey'le 'Türkiye’nin Göçmen Politikası'na dair sohbetimizde, kamuoyu tarafından çok fazla bilinmeyen önemli ayrıntılar olduğunu konuştuk. Egemen Bey, AB ve Türkiye arasında 18 Mart 2016’da imzalanan mutabakatın ayrıntılarını anlattıkça bu mutabakatla Avrupa'nın göç dalgasına karşı nasıl rahatladığını fark ediyoruz ve işin ciddiyetini, diplomatik boyutlarını, göçmenlerin (mültecilerin) can güvenliğini de koruyan bu mutabakatın yükümlülüklerini tam olarak yerine getiren Türkiye'ye karşı AB tarafının sözünde durmadığını anlattı Egemen Bey ve devam etti:

29 Ağustos 2017 Salı

SA4798/SD756: "hayâllerin ham kalıntıları-hâr demi" /13.08.2005/ 388. patika



...göz, olmayan hayâllerdeyken, ayakların nerelere değdiğinin kolların nerelere uzandığının farkında olmaz insan...
...hayâller bunlar ya; olmazlar hep...
...olacaklarmış gibi sürünür insan hayâllerin ardından ...
...ama onlar hep ham kalırlar; olmazlar...
...ancak insan onların hamlığına takmaz aklını; boşluğa takıp bıraktığı kendidir, sarsılarak gider bilmediği yerlere...
...ömrünün sonuna dek çocukken kurduğu hayallerin olmuşluğuna odaklanır...
...yıllar geçer, inadından vazgeçmez insan...
...hayâllerine değil, hayâllerine mâni olduğunu sandığı her şeye kızgındır...
...olmamışlığın karanlıklarında ne idüğü belirsiz hayâllerin ne yararı vardır, demez...

SA4797/SD755: Telveler 63

"Oysa aklın ve ruhun en temel gıdaları din kökenlidir... Ki; bu sistem gereğidir..."


Yılları din'in uzağında kalarak, bilhassa ondan kaçarak ve onu yadırgayarak yaşayan insanların duygularını anlamaya çalışırken, din ve ona aitmiş gibi görünen figürlerin ve temel argümanların ne kadar itici durduklarını görmek çok üzücü...


İnsan adına üzücü... Çünkü; din, insan yapısının temel sistemidir... Ve insan kendi temelinden uzakta kalmaya çalıştığı sürece mutsuzluk katsayıları yükselir...

SA4796/SD754: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 223 (01-05 Eylül 2014)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”


 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)

(01-05 Eylül 2014)  (Eylül 2014: 2.973 Tweet+Önceki Toplam: 132.205+2.973=135.178 Tweet)

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
Hüseyin Hatemi Şii-Troll mü olmuş? İlginç...

 Selim Atalay @SelimAtalayNY
İran Uçak: ABD askeri uçağı değil, ABDlileri ve 2 Kanadalıyı taşıyan Charter uçak- diye geçiyor Bagram Üssünden Dubai'ye uçarken
@Seckin_Deniz retweetledi

SA4795/Sonsuz Ark-YD45: Arakan'ın Dünü-Bugünü

Sonsuz Ark'ın Notu:
Myanmar; resmî adıyla Myanmar Birliği Cumhuriyeti ve ayrıca bilinen adlarıyla Burma ya da Birmanya, Güneydoğu Asya'da, Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, Bangladeş, Çin, Hindistan, Laos ve Tayland arasında yer alan ülke, Arakan; müslümanların yaşadığı Batı Eyaleti. Arakanlı müslümanlar, aşağıdaki çalışmadan da görüleceği gibi dışarıdan göçle Myanmar'a yerleştirilen bir topluluk değildir, tam aksine yaklaşık 1000 yıl önce müslüman olmuş yerli halkın bizzat kendisidir; her türlü vahşeti, tecavüzü, katliamı, soykırım örneklerinin yaşandığı Müslüman düşmanlığı Budizmi resmi din olarak kabul eden hükümetlerin resmi devlet politikası olarak BMGK ülkeleri desteğinde uygulanmaktadır. Aşağıdaki yazı, Rohingya Dayanışma Organizasyonu (RDO) Başkanı Dr. Muhammed Yunus'un DÜNDEN BUGÜNE ARAKAN başlıklı akademik çalışmasına dair bir özet olarak algılanabilir. Resmi devlet politikalarının tarihi çarpıtarak Arakanlı müslümanları vatansız bırakmasını sağlamaya çalışan propagandalarına karşıt olarak bu tür yayınların artması gerektiğini düşünüyoruz. Arakan hakkında temel doğru bilgiler içerdiğini düşündüğümüz, ana metni Arakan İHH Koordinatörü Said Demir'in Arakan Raporu olan bu yayını sizler için hazırladık, umuyoruz, gerçeği anlamak adına hazırladığımız bu dosya faydalı olacaktır.
Seçkin Deniz, 29.08.2017

Haritayı büyütmek için haritanın üstüne tıklayınız/ Sonsuz Ark


Rohingya Dayanışma Organizasyonu (RDO) Başkanı Dr. Muhammed Yunus'un DÜNDEN BUGÜNE ARAKAN başlıklı akademik çalışması için lütfen tıklayınız; Dr. Muhammed Yunus'un çalışmasına yazdığı Önsöz'ü ve Myanmarlıların ve Arakanlıların etnik yapısına ilişkin Giriş'i aşağıda bulabilirsiniz.

ARAKANIN MÜSLÜMAN OLMASI 


İslam öncesinde Araplar, deniz ticaretinde önemli yere sahipti. Arapların Güney Asya, Güneydoğu 
Asya ve Uzakdoğu ile ticari ilişkileri vardı. Güney ve Güneydoğu Asya sularında Arakan’dan Sumatra, Cava ya kadar uzanan küçük ticaret şehirleri kurmuşlardı. Yedinci yüzyılın ortalarına doğru İslam dini ile birlikte Araplar için yeni bir dönem başladı.


Hz. Muhammed in vefatından sonraki 100 yıl içerisinde Müslüman Araplar dünyanın farklı bölgelerine açıldılar. İşte açılan bölgelerden birisi de güney Asya idi. Güney Asya açıklarında çıkan bir fırtınada Müslüman Araplara ait büyük bir ticaret gemisi karaya oturunca o zamanın Budist Arakanlıları gemide bulunan Müslümanlara kucak açtılar.

28 Ağustos 2017 Pazartesi

SA4794/ÇY4-DB99: Unutulan Yabancı Savaşçılar: Suriye'deki PKK/ Orton Raporu: 3-4

                         
"Gerçek şu ki PKK ve YPG aynı varlıklardır."
Kyle Orton

The Forgotten Foreign Fighters: The PKK in Syria

"Bu yayında ifade edilen görüşler yazarın görüşleri olup bunların Henry Jackson Derneği veya Mütevelli Heyeti üyelerinin görüşleri olduğu anlamına gelmez."

PYD YABANCI SAVAŞÇI PROJESİ-3

* 2014'te PYD / YPG, koalisyonun hava saldırılarının YPG'nin elinde olan şehrin Daeş’in eline geçmemesini sağladığı Kobani'deki ikonik savaştan sonra ABD tarafından yönetilen İslam Devleti (IS)’ne karşı Koalisyondan destek aldı. Koalisyon daha sonra, Arap çoğunluk bölgelerinde bile olsa DAEŞ’i yerinden oynatmak için hava desteği, para, silah ve istihbarat sağlamaya devam etti ve böylece Suriye'deki YPG kantonunun hızla genişlemesi sağlandı.

SA4793/KY1-CÇ415: İstilâ-i Cihan-Kara Öfke/ Roman I-3

Zenci halkının istilası, Avrupa'yı alkana boyayacak, bir eşi daha görülmemiş kıyımın öncüsü olan bu ilk darbe böyle gerçekleşmişti.

Birinci Bölüm
AFRİKALILARIN SAVAŞ HAZIRLIĞI
-3-

-Atuqa Deneyimi- Sultanın Sefer Planı- Kuzey Ordusu- Erkanı Harbiye Komutanı Ömer- On üç Milyon Afrikalı Tarafından Bir İstila- Çad Gölü- Kuka’da- Mau’nun Haremi- Sensir Anısı- Turaqalar ve Hecin Develeri- Bir Köle Kervanı-

Sabahtan beri bütün zenciler, Atuqa şelalesinde Zervak tarafından hazırlanan patlamanın sonucunu bekleyerek nehir kıyısına dolmuşlardı.

Dağları bile yıkabilecek kabiliyetli müthiş bir hünere sahip bir ecnebinin bunu efendilerine sunacağı haberi derhal aralarında yayılmış olduğundan suyun ortasında bulunan dev kayanın tahrip olunmasını bekliyorlardı.

SA4792/KY58-GÖKA25: Değerler ve Garibanlar Unutulursa!

"Değerler ve garibanlar unutuluyorsa sosyopati güçleniyor demektir ve bu hepimiz için büyük tehlikedir. Zira sosyopatlar, asla kendilerinden ve çıkarlarından başka bir şey düşünmezler. Toplumun bütünlüğünü ve dillerinden düşürmeseler dahi değerleri hiç önemsemezler."


“İnsan” kolay olunmaz. “Beşer” olmakla insan olmak aynı şey değil. “Beşer” olmaktan “insan” olmaya yükselebilmemiz için uzun bir yol kat etmemiz, bu yolculuğun sonunda bireysel psikolojimizde, hırs ve menfaatten ayrı olarak bir de “başkalarını gözeten” bir yanın gelişmesi gerekiyor. 

Psikoloji dilinde ruhsal aygıtımızdaki bu katmana “süperego”, “vicdan” gibi adlar veriyoruz. Ruhsal aygıtımızdaki bu katman, aile yapımız, aile büyüklerimiz aracılığıyla, toplumumuzu ayakta tutan değerlerin içselleştirilmesiyle gelişiyor. Vicdanın oluşumuna aile, devlet, toplumsal düzen ve ahlak sistemi, din hepsi birden katkıda bulunuyor.

SA4791/KY60-ES14: Görmek İstemediğimiz Dünyanın Habercileri

"Tüm dünyayı bilmek zorundayız"


Katliam, soykırım, açlık, felaket, ayrımcılık… Her an dünyanın bir köşesinde bir problem, bir sorun, bir dram yaşanıyor. Birçoğundan haberimiz bile olmuyor, bir kısmını da öyle kanıksamışız ki okuyup geçiyoruz. Vicdanımız biraz sızlayacak gibi olursa da “imkânımız yok, yapacak bir şey de” diyerek susturmayı başarıyoruz. Şükür ki tam bu noktada harekete geçmeyi tercih eden pırıl pırıl gençler var. 

Human Movie Team, ağzıyla su taşıyan karınca misali, “Ateşi söndüremesek de safımız belli olsun” diyerek yola çıkan, 18-25 yaş aralığındaki 20 üniversite öğrencisi genç kızdan oluşuyor. Dikkatimizi çekmeyen, görmek istemediğimiz ya da alıştığımız insani dramlara dikkat çekmek için videolar hazırlıyor, İngilizce, Arapça ve Türkçe olmak üzere 3 dilde yayınlıyorlar. Yeri geldiğinde bu 6 dile kadar çıkıyor. Şimdiden ses getiren işlere imza attıklarını söylemek gerek.

SA4790/KY28-ATA310: Rumların KKTC’yi İstimlak Cüreti!

"Kim verdi Rum Yönetimine bu yetkiyi, KKTC sınırları içinde yapılacak bir yol için istimlak kararı alabilmesini ve uygulamaya koymasını?"


Rum basınında okuduğum bir haber eminim benim gibi, sizlerin de tüylerini diken diken edecek. Bizim basında ve ajanslarda yer almadı maalesef bu çok önemli haber. Sebebini bilmiyorum, sonrasında araştıracağım.

Haberin özü Rum Yönetiminin, Derinya yolunun genişletilebilmesi amaçlı KKTC hudutları içinde kalan kısım için istimlâk kararı alması!

27 Ağustos 2017 Pazar

SA4789/Sonsuz Ark-YD44: Türkiye, Rusya ve İlginç Yeni Balkan Jeopolitiği

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki Analiz'in dar kapsamından yola çıkarak, ABD'nin pasifiklerden Hind-Çin-Japon Denizi'ne, Hürmüz Boğazından Kızıldeniz'e, Akdeniz'den Adriyatik Denizi'ne, Baltık'tan Karadeniz'e kadar tüm alanlarda 2030 ABD  Projeksiyonlarına uygun olarak kaos üretmek için nasıl çabaladığını göreceksiniz. Halen ABD merkezli düşünce kuruluşlarınca 'Dünyanın Tek Hakimi-İmparatorluğu' olarak görülen-gösterilen ABD'nin gittikçe itibarsızlaştığını etki alanlarındaki yerel-ulusal itirazların şiddetle yükselmesinden anlayabiliyoruz. Aşağıdaki analiz, miyoplaşan ABD ile birlikte AB'nin de değersizleştiğini ve saygın politikalar üretemediğini itiraf etmekle birlikte daha sık-yoğun ilişki içerisine giren ABD-AB ülkeleri arasındaki ilişkinin, İngiltere'nin Brexit'le ayrışmasından sonra, ABD-Almanya arasındaki ilişki demek olduğunu gizlemiş görünüyor. Bir ABD tasarımı olan İntermarium Planı, Rusya ve Türkiye'ye karşı Doğu Avrupa ve Balkanlar'da Almanya liderliğinde Avrupa-Macaristan İmparatorluğunu yeniden dirilmeyi amaçlamaktadır ve bu plan işlemeye devam etmektedir. Merkel ve el uşağı Avusturya Türkiye'yi açık hedef hâline getirmek için yeterince çabalamaktadır, ancak Bulgaristan, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Sırbistan, ayrıca bugünlerde Fransa ile sorunlar yaşayan Polonya ABD-Almanya planlarına uymadıkları gibi farklı alternatiflerle ulusal çıkarlarını korumaya devam etmektedirler. ABD'nin ve Almanya'nın Türkiye, Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan, Çekya ve Polonya'da terör ve darbe dahil her yöntemle hükümet değişikliklerini zorlaması bu anlamda dünya ve Avrupa istikrarı için yeterince açık tehdit oluşturmaktadır.
Seçkin Deniz, 27.08.2017



Avrupa Birliği'nin mevcut jeopolitik şablonu, Sovyetler Birliği'nin yirmi beş yıl önce çöküşünden bu yana yaşanan en derin değişikliklerden biridir. Türk-Macar İş Forumu'nun Ankara'da düzenlenen 30 Haziran 2017 tarihli toplantısında Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Macaristan'ın "dostlarının yanında" olduğunu ve mevcut Avrupa Birliği ile 'Söz Savaşı'nda Türkiye'nin tarafında olduğunu açıkladı


SA4788/KY59-MLÖZ12: Bu Böyle Olmuştu; Balkarlar

"8 Mart 1944 sabahında yaşlılara, kadınlara ve çocuklara bir an evvel yolculuğa hazırlanmaları emredildi. Balkarları sürgün operasyonu sadece 2 saat sürdü. Orta Asya’ya gönderilen 14 tren içinde 37.713 Balkar bulunuyordu."


Balkarlar

Tarih boyunca Karaçaylar ve Balkarlar birlikte yaşadılar. Kendilerine Tavlı (dağlı) diyorlardı. Sovyetler Birliği döneminde Karaçaylar, Karaçay-Çerkes Özerk Cumhuriyeti’ne, Balkarlar ise Kabardey-Balkar Özerk Cumhuriyetine bağlandı. Karaçaylar ve Balkarlar aynı dili, tarihi ve kültürü paylaşırlar. Birbirinden Elbruz Dağı ile ayrılırlar. Stalin’in yönetime gelmesiyle beraber maalesef aynı trajik kaderi de paylaşmak zorunda kaldılar.

SA4787/SD753: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 222 (26-31 Ağustos 2014)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”



 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)

(26-31 Ağustos 2014)  (Ağustos 2014: 6.046 Tweet+Önceki Toplam: 126.159+6.046=132.205 Tweet)

Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
@kilicarslan_is ismail hayırlı geceler...

 Seçkin Deniz @Seckin_Deniz
@kilicarslan_is @Nihat_Nasir güle güle İsmail... bir ara nefsini kenara koy... sonra akıl ver herkese:)

SA4786/KY37-AZ205: Parçalanmayı Durdurmak Artık İmkansız...

"Bu planın “Akdeniz’e çıkış” safhasına engel olmak zorundayız."


Konu, Irak ve Suriye’den açıldığında, “geleneksel çizgide”, her iki ülkenin de toprak bütünlüğünden söz edebiliriz, ama, gerçeklerle yüzleşmekten kaçınamayız.

Karşımızdaki gerçek, George W.Bush yönetiminin Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz’in çizdikleri rotada yürüyen bir süreçle karşılaştığımızdır.

SA4785/KY35-YTK212: Dinozorun Bize Ettiği

"Bunları niye yazıyorum?"


‘Ne kadar çok yalan o kadar iyi.’

Yaşadığımız yılların bilinçaltına işlemiş sloganı bu olarak hatırlanırsa ileride, tarih böyle yazarsa şaşırmayacağız herhalde.

“Kabahat samur kürk olsa kimse üstüne almaz” diye bir söz var ya, bir yandan da o her gün hayata geçiyor. Sadece Fetö yargılamalarına bakarak bile ne çok yalan söylenebildiğini ve kabahati kimsenin üzerine almadığını görüyoruz.

26 Ağustos 2017 Cumartesi

SA4784/DB98: Breaking the Silence - Sessizliği Kırmak: İsrailli Kadın Askerlerin İtirafları-İtiraf 49-50

“Bizimle gönül birliği bulunan, Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’te Eylül 2000 tarihinden itibaren görev yapmış askerlerin itiraflarını topluyor ve yayınlıyoruz.” 
Taciz, Yağma, Aşağılama, Dayak, İşkence, Özel Mülklere Verilen Zararlar…

“Bu, ayrıca var olan gerçekliği bildiği halde inkar eden inatçı çoğunluğa karşı da bir dik duruş. Bu, İsrail toplumuna ve liderlerine, çalışmalarımızın sonuçlarını değerlendirmek için acil bir çağrı.”

Kadın Askerlerin İtirafları- Women Soldiers Testimonies

İtiraf 49

İsim: *** | Rütbe: Çavuş | Birim: Sachlav | Yer: Hebron

Bu küçük saçmalar atan oyuncak tabancalar var hani bilir misiniz? Gerçekten canınızı yakan bu plastik saçmaları atanlar? Askerler bir çocuğu çağırır, yüzüne bir silah doğrultur ve: Bana o tabancadan getir derlerdi. İstemek değil emrederlerdi. Çocuklar da bunlardan getirirdi. Çocuğa 15 şekel verirdin, mutlu olur ve sana böyle bir tabanca verirdi. 100 saçmalık bir poşet 3 şekel ediyordu. Bölükte bu tabancalardan bir sürü vardı. Çocukların bunu bizim için satın alması oldukça aptalcaydı çünkü askerlerden birçoğu onları çocuklar üzerinde kullanırdı. Nöbetçi olarak oturursun ve- pat - bir çocuk vur, pat - bir çocuk vur. 

SA4783/KY64-ZTK5: Angela Merkel'in Türk Ruleti

Sonsuz Ark'ın Notu:
Türkiye'nin NATO müttefiklerinden Almanya, PKK-DHKP-C ve FETÖ gibi terör ve darbe örgütlerinin sığınağı ve strateji üssü olarak, diplomatik tüm teamüllere ve ikili ve uluslararası anlaşmalara aykırı olarak açık destek vermektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş Başbakan ve Cumhurbaşkanları gibi Almanya'nın Türkiye aleyhine yürüttüğü tüm faaliyetleri sessizce geçiştirmiyor, açıkça eleştiriyor: "Sayın Merkel sen teröristlere destek veriyorsun.  (Almanya'dan iadesi istenen teröristlerle ilgili) 4500 dosya elinde ve sen bunun hesabını veremiyorsun." AB liderliğini elegeçiren Almanya'nın ihlal ettiği tüm normlara rağmen üstenci bir küstahlıkla Erdoğan'ın şahsında Türkiye'ye saldırmasının temelinde ABD tasarımı olan İntermarium Planı çerçevesinde Orta ve Doğu Avrupa'da Türkiye ve Rusya'ya karşı yeniden bir Avusturya-Macaristan İmparatorluğu kurmak ve bu imparatorluk içinde yer alan oy verenler için 'Yeni Bir Düşman Olarak Türkiye Algısı' oluşturmaktır. Aşağıdaki metni bu perspektifle okuduğunuzda bizzat Almanya tarafından gerilen ilişkilerin, kirli şantajların, küstah tehditlerin İntermarium gizli ajandasının yansımaları olduğunu anlamanız mümkün olabilir. Terör yuvası haline gelen Almanya, vakıfları üzerinden Türkiye'de ajanlarını barındırıyor.
Seçkin Deniz, 26.08.2017

Angela Merkel’s Turkish roulette

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllardır süregelen hakaretleri, provokasyonları ve açık düşmanlığından sonra Almanya Başbakanı Angela Merkel ona karşı koymaya başladı.


Bu ay içinde Türkiye’nin Alman insan hakları savunucusu Peter Steudtner’i terör bağlantılı bir suçlamayla tutuklaması, Almanya’nın eski müttefikine karşı pozisyonuna –Berlin’in deyimiyle– “yeni bir yön verme”ye itti. (…)


Perşembe [20 Temmuz] günü Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in misilleme ilanı, her ne kadar ölçülü bir diplomatik dille ifade edilse de, bir ültimatomdan başka bir şey değildi.

SA4782/KY58-GÖKA24: Ayrıntılı Biçimde Konuşmalıyız!

"Belki bu yazı, köşe yazılarının bir handikabını, yazarın okuyucuyla sanki her kavramı aynı manada kullandığını sanma yanılsamasını görmemize vesile olur diye düşündüm."


İnsanın nasıl bir varlık olduğunu ayrıntılı biçimde konuşmalıyız.

Varoluşumuzda yaşamımızı, yaşama tarzımızı belirleyen birbirine zıt iki kaynak var. Bunlardan birisi, haset, tamahkârlık ve açgözlülükle kendini ortaya koyan güç istemi tarafımız. Bu yanımız, hal ve hareketlerimize hâkim olmak, her şeyi ele geçirmek, başkalarına hiç yer bırakmamak ya da onları baskı altında tutmak istiyor. Buna bağlı olarak her alanda, hiç olmaması gereken yerlerde mesela ilahiyatta, bilimde ve sanatta bile bir güç mücadelesi ortaya çıkıyor.

SA4781/KY26-CA151: Başörtüsü Aynı Açıklama Değil Artık

"Bu baş örtme dalgasının içinde toplumsal duyarlık ve takva sorumluluğu gibi ölçülerle hareket edenler hiç eksik değil, ama öyle ya, onlar zaten hiçbir zaman çok fazla ortalıkta görünmeyi sevmediler."


Kız kardeşler olarak tesettürü benimsediğimiz yıldı sanıyorum; Kadıköy Altıyol’da yürürken yaşlı bir adamın ablam Hülya Aktaş’a şu sözleri söylediğini hatırlıyorum: “Sizi görmek ruhumu aydınlatıyor, geleceğe inancım artıyor, farklısınız sizler, sisteme teslim olmuyorsunuz.”

Kadın meseleleri bağlamındaki sorularım herhalde o cümleden de etkilendi ve cümlenin içerdiği endişe bu alanda düşünmeye çalıştığım kitaplardan birinin, “Sistem İçinde Kadın”ın başlığına dahil oldu.

SA4780/KY38-SevDur78: PKK Afrin’i Haraca Bağladı



Takdim

Bitmek bilmeyen Suriye savaşında ABD, Rusya ve İran desteği ile DEAŞ terör örgütünden temizlenen bölgelere PYD/PKK terör örgütü kanton ilan ederek terör devleti kurma yolunda adımlar atmaya devam ediyor. İşgal ettiği bölgelerde aldığı kararlarla kan donduran PYD/PKK kanlı terör örgütü, bölge halkına zorunlu askerlikten tutun da, ilkokullarda çocuklara örgüt ideolojisi ve “militanlık” aşılamaya, kadar birçok yöntemlere başvurdu. Sıradaki yöntem, aynı zamanda terör örgütü için gelir kapısına dönüşecek olan vergi/haraç yöntemi. 

Bölgede devlet gibi hareket eden PKK terör örgütünün uzantısı olan YPG/PYD, Cilvegözü Sınır Kapısı’nın inşaat malzemeleri gibi silaha dönüştürülebilecek malzemelerin geçişine kapanmasından sonra, Hatay ve Kilis’in hemen yanı başındaki Afrin bölgesinden geçen tırlardan kendi deyimleriyle vergi, yani haraç almaya başladı. 

SA4779/KY62-HD2: Kıbrıs’ta "Devlet'ten Devlet'e" Çözüm

"Bilinen, çözümün federasyonda arandığı ama kırk iki yıllık siyasetin çözüm getirmediği, çözüme yaklaştıkça uzaklaşıldığıdır."


Çözümü federasyonda aradığımız kırk iki yılda ‘asker ve garantiler’ her iki tarafın kırmızı çizgisi olduğundan bu kırmızı çizgilerin anlaşmayı kısmen önlediği söyleniyor. Görüşme masasına sevk edilmeyen bu başlıkların güncelleşmesini takiben, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, BM parametreleriyle sürdürülen müzakerelerin bitmişliğini ve olacaksa yeni bir sürecin ‘devletten devlete’ olması gerektiğini 26 Temmuz, 2017’de noktalamıştır. 

Öngörülen müzakerelerin çok farklı düzeyde olacağını düşünürsek, KKTC devlet mi, devlet olarak tanınabilir mi gibi soruları sormamız kaçınılmazdır. 

25 Ağustos 2017 Cuma

SA4778/KY1-CÇ414: Labyrintos

 "İster batıya, ister doğuya, ister güneye, ister kuzeye doğru gitmiş olayım hiç bir anlamı yok. Ben çıkış kapısını arıyorum ve çıkış kapısının hangi yönde olduğunu bilmiyorum."


Nasıl oldu bilmiyorum. Ve bundan sonrasına ilişkin hiçbir öndeyide de bulunabiliyor değilim. Şaşkınlığımı üzerimden atar atmaz etrafı şöyle bir yoklayabilirim. Belki bu kadarına olsun güç bulabilirim. Güç bulabilirim demem cesaret edebilirim anlamında. Cesaret edemiyorum. Annesi tarafından uçmaya zorlanan yavru bir kuşun korkaklığı ya da yeni yürümeye çıkmış bir bebeğin yürümekten ürkmesi gibi bir cesaretsizlik. Cesaretsizliğimin nedeni de olan-bitenin nasıl olduğunu bilmezliğimden kaynaklanıyor. Kötü bir kâbusu yaşıyormuş gibiyim. Kâbus görmediğimi biliyorum. Nereden biliyorsun dense? Bilişimin bir sezgi olduğunu rahatlıkla söylerim. Biliyorum, hepsi bu. Yahut seziyorum, hepsi bu. 

SA4777/KY63-ÖA4: Demokratik Otoriter Bir Dönem Kaçınılmaz; Türkiye Modeline Doğru-III

"Yasal boşluklardan FETÖ’yü aklamaya çalışan, emirleri savsaklayan, örgüt elemanlarını saklayan, hukuku yanıltan, bu hengâmede kirli hesaplar, istismarlar içine giren bürokrat, yerel yönetici ve kayyumlar..."


Eskiden, uzak dağ köylerinde kırık-çıkıkçılar olurdu.

El, kol, ayak ve omuz çıkıklarını yerine oturturlardı.

Gündelik yaşamlarında neşeli olan bu sınıkçıların, tedavi sırasında ciddileştikleri ve sertleştikleri söylenir.

Türkiye’de siyasi kavramlar yerine oturmuş değil.

SA4776/KY48-SY14: Dondurmam Gaymak

"Teşekkürler, Mandacıların baş düşmanı, çocukların ise acımasız alaylarının çaresiz hedefi, bununla birlikte Kastilya ülkesinin büyük asilzadesi, Dondurmacı Don Quijote!"


17 Aralık 2006


Dondurmam Gaymak gösterime girmeden önce Yönetmen Yüksel Aksu''yla ve filmin başrol oyuncusu Turan Özdemir''le sohbet etme imkânım olmuştu. Fragmanları izledikçe, onları konuşturdukça merakımı uyandırıyordu bu hikâye. Düşünmeye başlamıştım; Burnumuzun direklerini bir Fellini rayihası mı devirecekti? Üst üste konulup pasta gibi dikine kesilmiş bir Kusturica filmleri dilimiyle kendimizden mi geçecektik? Bir “Cinema Paradiso”yla mı karşı karşıyaydık?

***

Dün akşam filme gittim..

SA4775/KY28-ATA309: Rumların Hayal Gücü Sınırsız

"1913 senesinden sonra sistematik bir şekilde Tapu Dairesinden çalışan Rumlar ve Ermeniler tarafından parça parça varisleri kalmamış Türk malları yalan dolan bir duyuru ile Rumların ve Rum Belediyesinin zimmetine geçirildi."


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki (AİHM) davaları almakla tanınan ayrıca Titina Loizidu’nun avukatlığını da yapan Rum avukat Ahilleas Dimitriadis’in  Fileleftheros gazetesine verdiği söyleşisini okudum, satır satır, kelime kelime.

Bu söyleşide Avukat Dimitriadis, “bir süre önce bir inceleme yaparak kapalı Maraş bölgesinin, bir günde Türkiye’ye ne kadara mal olduğunu hesapladıklarını, bir diğer deyişle, orada yaşayan insanların hak kazandıkları kira kaybının günlük olarak 1 milyon Euro, senelik olarak ise 365 milyon Euro olduğunu” söylüyor.

24 Ağustos 2017 Perşembe

SA4774/SD752: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 221 (21-25 Ağustos 2014)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”



 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)

(21-25 Ağustos 2014)  (Ağustos 2014: 6.046 Tweet+Önceki Toplam: 126.159+6.046=132.205 Tweet)

 Selim Atalay @SelimAtalayNY
Virginia Üs: Kadın asker karargaha silahla girip ateş etti, kendini yaraladı. Hastaneye kaldırıldı (Hedef kim? İntihar girişimi ?)
@Seckin_Deniz retweetledi

 T.Gner @Trrguni
James Foley videosu aşikar bir şekilde sahte... sonsuzark.com/2014/08/sa852t…
@Seckin_Deniz retweetledi

SA4773/KY35-YTK211: Başladığı Yerde Bitecek

"İşte, bu kadar basmakalıp laf etseniz de benim gibi, onlarca sorunun cevabını merak etmekten kurtulamıyorsunuz yine de."


Başladığı yerde bitecek olan şey ne?

Her şey…

Böyle genel geçer laflar vardır. Kabuller. Söylenince “vay be” dedirten. Oysa her zaman geçerli değildir. İnsanoğlunun macerası değil mi önünde sonunda bütün maceraların aslı, özü. Ve insanoğlunun macerası başladığı yerde mi bitiyor? Hemen hemen hiç öyle olmuyor.

SA4772/KY49-İTIĞLI62: Hastalıklar Bazen Hayat Kurtarır

"Hastalıklar genelde öldürür. Afrika’da ise hastalıklar beyazlara karşı siyah insanların hayatlarını kurtarmıştır.  Hastalıklar Afrika için sömürgeciliğe karşı en büyük direniş olmuştur."


Afrika kıtası insanlar arasında tedavisi zor ve mümkün olmayan hastalıkların bulunduğu bir bölge olarak bilinir. Afrika’ya uzun süreli kim gelirse gelsin bu hastalıklardan nasibini alır. İşte Afrika’nın gerçekleri ile insan o zaman tanışır. Çünkü ölüm ile hayatın birbirine ne kadar yakın olduğunu fark edersiniz. Savunmasızlık, çaresizlik sizi kasıp kavurur, iyileşme sizin için en önemli umuttur. Ölüme yaklaşmak da aynı zamanda başka bir umuttur. Bazı geceler vücudunuzda ateşin yükselmesinden ağrı ve sancılarınızdan uyuyamazsınız. O gecelerde sizin tek dostunuz yalnızlıktır. Ancak bu yalnızlık sizin hayatınızla, yapıp ettiklerinizle hesaplaşmanızı da sağlar.

SA4771/KY13-AO137: Akşener'in Yeni Partisi

"Öyle anlaşılıyor ki, bu ekibin tek amacı var; MHP'nin altını iyice oymak, iktidardan adam ayartarak Erdoğan'ın gücünü düşürmek ve ülkeyi yeniden eski günlere dönüştürmek.."


Bir zaman önce "Akşener'in MHP genel başkanı olabilmeye zerre şansı yok" demiştim. Süreç haklı çıkardı.

Akşener ve onunla birlikte hareket eden/ Bahçeli'ye karşı aday olanların hemen hepsi MHP'nin ülkücü çizgiden saptığını öne sürüp, MHP'yi yeniden gerçek ülkücülüğün adresi yapacaklarını belirtiyordu. Bunlar, MHP içinde önemli sayıda delegeyi de ayartarak Bahçeli'ye karşı yanlarına çekmeyi de başarmışlardı. Bahçeli'ye tepkili olan delegelerin hemen hepsinin beklentisi MHP'nin daha milliyetçi, 1980'li çizgiye dönmesi yönündeydi. Bu kişilere göre, Bahçeli partiyi bu çizgiden uzaklaştırmıştı.

SA4770/KY60-ES13: Çolakkadı: "25 Aralık’ı Haber Aldık, ama Önleyemedik"

"Niyeti başka. Niyeti üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Bir şey varsa da bağcıyı dövmek, yoksa da. Çünkü başka davalara bu kadar canlı ve heyecanlı bakmaz bu savcılar." 


Turan Çolakkadı, Ergenekon, Balyoz davalarıyla MİT krizi ve 17-25 Aralık’ta İstanbul’da başsavcı vekilliği ve başsavcılık görevlerinde bulundu. İstanbul Başsavcısı olduğu halde, 7 Şubat’ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrıldığını telefon açan gazetecilerden, 17 Aralık’ı sabah işe giderken açık olan radyodan öğrendi. 

Gizli yapılan 25 Aralık’ı ise önceden haber almış ve dönemin başsavcı vekili Oktay Erdoğan’ı görevlendirip, duruma el koymasını istemişti. Ancak FETÖ’cü Muammer Akkaş, başsavcı vekilini oyuna getirip ikinci kumpası da başlattı. İşlemleri durduran Çolakkadı, dosyayı da hemen Akkaş’ın elinden aldı. Akkaş’ın adliyede bildiri dağıttığını görünce, 25 Aralık’ın seyrini değiştiren bir açıklama yaptı. 

23 Ağustos 2017 Çarşamba

SA4769/KY64-ZTK4: İntermarium'dan Üç Deniz'e: Doğu ve Orta Avrupa'da Bölgesel İşbirliği

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin, uzun süredir uygulamaya konan stratejik plan gereği konuşlandıkları Doğu ve Orta Avrupa'daki ülkelerde askerî tatbikatlar yapan ABD ordusu unsurlarının Baltık Denizi ile Karadeniz arasındaki ülkelerde ne aradığını,-amacı bu olmamasına rağmen- anlamamıza yardım etmektedir. ABD, elindeki son askeri tehdit ve silah ticareti kozunu kullanarak, politik ve ekonomik olarak güçlü olmayan bölge ülkelerini Avusturya-Macaristan İmparatorluğu nostaljisiyle Avusturya -Almanya liderliğinde birleştirerek yeni ve güçleri sınırlı, dar kapsamlı kukla imparatorluk kurmaktadır; ABD stratejisiyle yürüyen İntermarium'la, güçlenen (Çarlık) Rusya ve büyüyen (Osmanlı) Türkiye'ye karşı savunma hattı kurulduğunu da itiraf eden analizci-tasarımcı yazar, Almanya ve Avusturya gibi iki ülkenin Türkiye karşıtı öfkeli politik tutumunun da asıl sebebini -yine istemeden de olsa- teşhir etmiş görünüyor. Merkel ve diğer hükümet ortaklarının Türkiye karşıtı söylem ve eylemlerinin şiddetinin artması ve en son Sırbistan'la Türkiye ilişkilerinin gelişmesinden endişelenen ve sık sık Sırbistan'ın AB üyeliği ile ilgili Havuç Politikasını gündemde tutan  Avusturya'nın Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz'un "Türkiye ile müzakereleri durdurun" çağrısından sonra Türkiye'nin Batı Balkanlardaki nüfuzunun artması karşısında belirsiz bir topluluğu uyarması, "AB açısından son derece önemli bir bölge olan Balkanlarda aktif rol üstlenerek reformları ve aşırılaşma ile mücadeleyi destekleyip bölge ülkelerine inandırıcı bir AB perspektifi sunmaları gerektiğini" söylemesi en önemlisi "Bir sonraki Avrupa krizi, daha önce olduğu gibi Balkanlar'da başlayabilir" şeklindeki kehaneti(!), ABD destekli İntermarium'un ciddi bir şekilde Türkiye-Avrupa ilişkilerini bozmaya odaklandığını göstermektedir. Brexit, İngiltere'nin Almanya'nın liderliğindeki imparatorluk tasarımı olan İntermatirum'a bir tepkisi olarak da okunabilir. Baltık-Karadeniz hattı öncelikle Rusya'ya karşı konumlanmıştır, İntermarium'a dahil edilmeye çalışılan üçüncü deniz Adriyatik Denizi'nin Türkiye'ye karşı Balkanlar'da kurulması tasarlanan hat olduğu kesindir. George Friedman bunu şu şekilde ifade etmektedir: "Eğer ki Ankara kendi potansiyelinin farkına varırsa Intermarium sadece Rusya’nın değil Türkiye’nin de önünü kesecektir."
Seçkin Deniz, 23.08.2017


From the Intermarium to the Three Seas


"İntermarium*(İki Deniz Arası)'dan Üç Deniz'e: Doğu ve Orta Avrupa'da Bölgesel İşbirliği Fikri"

Intermarium, yaklaşık on yıldır bahsettiğim bir kavram, aslında bir olasılık. Rusya kaçınılmaz şekilde büyük bir bölgesel güç olarak yeniden ortaya çıktıktan sonra bunun yükselişe geçeceği öngörüsünde bulunmuştum. Akla yatkın olan bunun Doğu Avrupa’daki eski Sovyet uydularından oluşmasıdır: Baltık ülkeleri, Polonya, Slovakya, Macaristan, Romanya ve muhtemelen Bulgaristan. 


Amacı, Rusya’nın batıya doğru herhangi bir ilerleyişini çevreleyip kontrol altına almaktır. ABD bunu destekleyecektir. Avrupa’nın kalanı ise bu konuda uzun uzadıya düşünecektir. Bir zamanların kaçınılmazı kısa süre sonra gelip çatabilir.

Seçkin Deniz Twitter Akışı