14 Nisan 2017 Cuma

SA4207/KY31-FG4: Katar Neden Rusya’ya Yatırım Yapıyor?

"Katar, Varlık Fonu’nu siyasi amaçlar kadar, Rus enerji piyasasındaki potansiyel getirileri için de kullanıyor."


Katar, Suriye’de ve genel olarak Ortadoğu’da kaybettiği siyasi nüfuzu tekrar kazanmak icin Rusya’da mali gücünü kullanıyor. Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad el-Sani, bölgedeki gelişmeleri ve enerji konularını ele almak için en son geçtiğimiz Ocak ayında Rusya’yı ziyaret etti. 

Şeyh Temim, “Rusya’nın küresel istikrarda öncü bir rol oynadığını” belirtirken, Putin, “Katar, Ortadoğu ve Körfez’deki sürecin önemli bir aktörüdür” dedi. Emir’in ziyaretinin amacı, Suriye’deki gelişmeler ve Katar’ın enerji alanındaki etkisinin geleceği arasında bir denge kurmaktı.


Orta Doğu’da Rusya’nın giderek artan öneminin farkında olan Katar, muazzam servetini kullanarak Moskova üzerindeki etkisini artırmaya çalışıyor. Alternatif finansman ve yatırım kaynakları konusunda Rusya için karlı bir ortak olan Katar, Rusya’ya yatırım yaparak siyasal nüfuz elde etmek için Devlet Varlık Fonu’nu (SWF) bir süredir cömertçe kullanıyor. Bu fonu yöneten Katar Yatırım Otoritesi’nin (QIA) küresel varlıklarda değerinin 335 milyar doları bulduğunu ve bu rakamla dünyada 14. sirada yer aldığını not düşmekte fayda var. QIA’nın şu anda Rusya’daki toplam varlıklarının değeri ise 2.5 milyar doların üzerinde.

QIA 2013’te, Batı tarafından hali hazırda yaptırım uygulanan Rus bankası V.T.B.’de 500 milyon dolarlık bir hisse satın almıştı. Aynı yıl, kurumun C.E.O.’su Hamad bin Casim bin Cabir el-Sani, Rusya Doğrudan Yatırım Fonu’nun yönetim kurulu üyesi oldu. Geçen Ekim ayında ise QIA, Rusya’daki ikinci yatırımını yaparak Petersburg’daki Pulkovo havalimanında yüzde 25 pay sahibi oldu.

QIA’nın Rusya’da bugüne kadarki en büyük yatırımını yapmasıysa 2016’nın son ayında oldu. Katar Varlık Fonu, İngiltere merkezli Glencore ile birlikte Rus petrol devi Rosneft’teki 11.3 milyar dolarlık yatırımını tamamladı. Anlaşma, Rus petrol devlerinin özelleştirme portföyünün beşte birini oluşturuyor.

Nitekim Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, söz konusu anlaşmanın 2016 yılının küresel petrol ve gaz sektöründeki en büyük satış ve satınalma olduğunu ifade etti. Gerçekten de QIA’nın bu hamlesi, enerji alanında dünyadaki en büyük doğrudan yatırım anlaşması niteliğinde. Alıcı tarafın Rusya olmasıysa, ülkenin ekonomisini büyütme ihtiyacının altını çiziyor.

Rosneft’te B.P’nin yüzde 19’luk payı bulunurken, Katar bağlantılı İngiliz firmaları şirket hisselerinin yaklaşık yüzde 40’ına sahip.

Öte yandan, Katar’ın Rusya’daki yatırımlarını yönlendiren faktörler bölgede süregiden jeopolitik gelişmeler nedeniyle karmaşık bir hal aldı. Bilindiği gibi Katar, Rusya’nın önemli müttefiklerinden Esad rejimine başından beri açıktan karşı oldu. Ancak Doha yönetimi, Suriye’deki savaşta varlığını koruyabilmek için pozisyonunu gözden geçirmek zorunda. Bunu yaparken, kendisini kontrol altına almak isteyen Suudi Arabistan ile, mümkün olduğunca çok jeopolitik kazanım elde etmek isteyen Rusya arasında bir denge kurması gerekiyor.

Bilindiği gibi Doha ile Riyad arasında yıllar süren gerginlik, Şeyh Temim’in Katar’ı hem Suriye hem Yemen’de Suudi Arabistan’ın bölgesel politikasıyla uyumlu hale getirmesi ile sona erdi. Kuşkusuz Suriyeli muhalifleri desteklemeye devam etmesi, Katar’ın Kremlin’le olan siyasi ilişkilerinin gelişimini sınırlayacaktır. Öte yandan Katar’ın -son dönemde Türkiye’nin yaptığı gibi- Esad rejimini yıkma çabasından vazgeçmesi halinde ise, Suudi Arabistan bölgede Esad karşıtı güçleri destekleyen tek devlet olarak yalnız kalacak.

Moskova, Tahran ve Şam’ın, Suriye savaşında ortak çıkarlarını korumak için işbirliğine devam ettiği bir ortamda QIA, yatırımlar yoluyla Rusya’da diplomatik bir yer edinmeye çalışıyor. Ancak Katar, Suriyeli muhaliflere verdiği desteğin söz konusu amacın altını oyduğunun farkında. Bu nedenle yatırımlar yoluyla Moskova’yla ‘iyi geçinmek’, Mısır ve Libya’daki siyasi yatırımları da hüsranla sonuçlanan Katar’ın elini güçlendiriyor.

Daha büyük jeopolitik resme bakarsak, Beyaz Saray’ın yeni sahipleri ile ilişkiler konusunda artan bir belirsizlik içinde olan Doha yönetimi, temkinli hareket etmeye çalışıyor. Her ne kadar ABD-Katar ittifakının sona ermesi için bir sebep olmasa da, Trump’ın dış politikada “Önce Amerika” söylemi, Katar’ın endişelerini artırıyor. Trump yönetiminin, ABD Merkez Komutanlığı CENTCOM’un Katar karargahı için Doha’dan daha fazla kaynak talep etme ihtimali ise ayrıca bir endişe kaynağı. Katar’ın Müslüman Kardeşler’e verdiği desteğin, Doha-Washington ilişkilerindeki ayrışmayı tetikleyeceği kaygısı da denklemde. Nitekim Katar’ın, Trump yönetiminin Müslüman yasağını kınayan tek Körfez ülkesi olduğunu da not düşmek gerek.

Şüphesiz Moskova da, Katar’ın İslamcı dış politikasından rahatsız, ki bu rahatsızlığın kökleri, 1990’lı yıllarda Çeçen cihadcılarını Katar’ın finanse ettiği şüphesine dayanıyor. Dolayısıyla Katar’ın, Müslüman Kardeşler’e verdiği destek konusunda Kremlin’i Trump yönetiminden daha anlayışlı bulması mümkün görünmüyor. Tüm bunlara rağmen Katar, güvenlik garantörü olarak ABD’yi Rusya ile değiştirmek gibi bir çaba içerisinde değil, bunu yapmak yerine, Rusya, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi müttefikleri çeşitlendirerek Washington karşısındaki manevra kabiliyeti ve pazarlık gücünü artırma peşinde. Katar büyük olasılıkla Rusya’nın, Doha-Şam arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması için arabulucu olmasını istiyor. Zira böylelikle Gazze ve Lübnan’da yaptığı gibi Suriye’de de yeniden yapılandırma çabalarına katkıda bulunabilir.

Aslında Katar’ın artık Suriye’de iyi bir seçeneğinin kalmadığı iddia edilebilir. Muhalifleri desteklemeye devam etmesi, Doha’nın Suriye’deki gidişatı kendi lehine çevirme konusundaki başarısızlığını göstermekten başka işe yaramayacak. Muhaliflere verilen desteği geri çekmek ise, 2011’den bu yana yatırım yaptığı bir savaşta yenilgiyi aşağılayıcı bir şekilde kabul etmek olacak. Tüm bunlara rağmen Katar, Suriye’deki karşıt duruşlarına rağmen Rusya’ya el uzatarak her zaman iyi yaptığı şeyi yapıyor: Jeopolitik fay hatları üzerindeki ilgili bütün taraflar ile yakın ve pragmatik ilişkileri korumak. Katar, bunu Suriye ve Irak’ta birbirine rakip aktörleri desteklemelerine rağmen İran ile de yapmayı başardı. Şimdi ise, Suriye’nin kaderinde söz sahibi olabilmek için benzersiz bir siyasi aracı, Varlık Fonu’nu kullanıyor. Doha yönetimi, bunu yaparak Suriye’de şu ana kadar kazanamadığı olumlu sonuçları kazanmayı umuyor.

Sonuç olarak Katar, Varlık Fonu’nu siyasi amaçlar kadar, Rus enerji piyasasındaki potansiyel getirileri için de kullanıyor. Arap devletleri, Rusya’nın Ortadoğu-ilişkili krizlerde artık önemli bir aktör olduğunun bilincinde. Bu nedenle Katar, Rusya karşısında daha fazla pazarlık gücü elde etmek için yatırım kartını kullanıyor.

Theodore Karasik,  8 Mart 2017, Middle East Institute


Feyza Gümüşlüoğlu, 14.04.2017, Doha - Katar, Gazeteci-Yazar,  Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Çeviri
Feyza Gümüşlüoğlu Yazıları




Çeviri Metin: Körfez Gündemi
https://korfezgundemi.wordpress.com/2017/03/30/katar-neden-rusyaya-yatirim-yapiyor/

Orijinal Metin:
http://www.mei.edu/content/article/why-qatar-investing-so-much-russia




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı