2 Nisan 2017 Pazar

SA4164/KY37-AZ163: Bu Savaş 10 Yıl Daha Sürecek... Birleşin ve Direnin!..

"Köle olarak bir gün yaşamaktansa, onuruyla ölen bir milletiz... Birleşin ve oyunu bozun!.."


Başlıktaki süre “iyimser” bir tahmindir! Irak-Suriye-Lübnan hattında emperyalizm tarafından zorlanan savaş süreci sonu tahmin edilemeyecek nitelik kazandı. Etnik-dini kışkırtmalar bölge halklarının bir arada barış içinde yaşama şansını ortadan kaldırdı, cephelere yığılan silahlar hesaplaşmanın “uzun vadeli” planlandığını gösterdi.

Türkiye, tahminlerin ötesinde büyük bir bela ile yan yana yaşıyor. Daha vahimi, bu belayı planlayanlar Türkiye’nin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne açıktan kast etmiş durumdalar.

15 Temmuz’da üzerimize gönderilen saldırıdan kurtulduk mu sanıyorsunuz, hayır! 16 Nisan’a doğru dünyada yükselen “Türkiye düşmanlığı”nın referandumun ertesi günü sonlanacağına mı inanıyorsunuz, o zaman çok safsınız!

“Erdoğan gitsin de ne olursa olsun”diye mi düşünüyorsunuz, o zaman, torunlarınıza acımıyorsunuz!..

Senaryo bellidir: Ortadoğu, DEAŞ şöyle veya böyle ortadan kaldırıldıktan sonra (çünkü görevini tamamlamış görünüyor) bugünkünden de kanlı bir etnik-dini savaşın içine çekilecek, bugün, “DEAŞ’a karşı savaşıyor görünümüyle” bölgede bulunan emperyalist/hegemonyacı güçler -nedense- o sırada ortalıkta görünmeyecek. Savaşın perde arkasında kalıp, daha büyük yıkımların yaşanmasının yolunu açacaklar.

Kerkük’e çekilen o bayrak, PYD elebaşının “Rakka’da kantonlarımıza dahil olabilir” sözü, İran’ın Hizbullah’ının ve Haşdi Şabi’sinin neredeyse Türkiye sınırına dayanması, “Sünni coğrafyanın” sistemli etnik temizlik harekatı ile dağıtılması vahim işaretlerdir.

Sünni coğrafyanın iki kadim kenti, Halep önce yıkıldı, yok edildi, şimdi Musul aynı akıbete sürükleniyor. Arap ve Türkmen coğrafyası bilinçli olarak “dışarlıklı işgal milislerinin” kontrolüne bırakılıyor, bunun sonucunun ne olacağını tahmin ediyorsunuz, topraklarından sürülmüş, esir edilmiş insanlar kaderlerine razı olacaklar mı, tabii ki hayır. Sünni-Şii/Nusayri ve Arap-Kürt savaşlarının kanlı anaforu ile karşılaşacağız ve bu savaş, İsrail’in stratejik hedefleri doğrultusunda uzun sürecek!..

'Güçlü Türkiye' tek hedefimizdir

Türkiye AK Parti-MHP kurmaylarının ısrarla belirttiği gibi “güçlü” olmak zorundadır çünkü emperyalizmin 2003 Irak işgali ile başlattığı büyük bir savaşın sınırında “beka sorunu” ile karşılaştık. 15 Temmuz’da özgürlüğümüzü hedef aldılar, evlatlarımızın kanlarıyla beslenmeyi planladılar. 

Darbeyi püskürtmemizden bu yana sergiledikleri alçak saldırılar planlarının bir bölümünün çökmüş olmasından kaynaklanıyor, şimdi, 16 Nisan’dan büyük bir kaos çıkartabilir miyizin hesabını yapıyorlar.

Görevi başındaki bir savcıyı öldürmüş teröristi iade etmeyen, PKK ve FETÖ’yü korumaya alan özel bir saldırıyla karşılaştık, Batı’nın “asimetrik saldırısını” göğüslemeye çalışıyoruz. Konu, Erdoğan’ı aşmıştır. O, Türk milletine karşı sürdürdükleri saldırıda kullandıkları bir sembol isme dönüşmüş durumda.

Telaşları, Türkiye’nin tarihinde ilk kez, “küresel vesayete” karşı bir anayasa değişikliği ile “kurumsal direniş” göstermesinden kaynaklanıyor.

Dış müdahalelere, vesayetçi darbelere açık bir sistemin rafa kalkmasından sonra, Erdoğan sonrasında da bu ülkede istedikleri gibi at koşturamayacaklarını anlamış durumdalar. Onlar anladı, “bizimkiler” anlamış değil...

Mücadelemiz anti-emperyalisttir

Büyük bir yıkımdan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş dedelerimizin, deha lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ayak izlerinden yürüyoruz: Mücadelemiz, emperyalizme bu topraklarda “geçit olmadığını” bir kez daha “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavara” göstermektir.

Bu toprakları ve onurlu milleti esir alamayacaklarını 15 Temmuz’da gösterdik, kararlılığımızı yükseltmek zorundayız: 

1- Vesayet rejiminin son artıklarını temizleyip, siyasi istikrarı garanti altına almalı, 

2- Ekonomimizi dünyanın ilk onuna taşıyacak zemine taşımalı, 

3- “Teknoloji tüketen değil, teknoloji üreten” topluma geçişi sağlamalı, 

4- Milli savunma sanayimizle birlikte ordumuzu “yan bile bakılamaz” güçte tutmalıyız.

Bu ülkenin vatanseverleri parmağının arkasına saklanamaz, millet ve devletin bekasına karşı bu ölçüde büyük bir saldırı varken sessiz kalamaz, günlük siyasi arayışlarla bir kuşatma altında düşmana kalenin arka kapısını açan olamaz!..

Bugün için değil, bugünün gençliği ve torunlarımız için mücadele ediyoruz.



Yazının tamamı için tıklayınız...


Ardan Zentürk,  02.04.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar

Ardan Zentürk Yazıları
 



Sonsuz Ark'ın Notu: Ardan Zentürk Beyefendi'nin çalışmalarının, 'bir bölümü verilerek kalanını ana siteye linkle yönlendirme' formatı ile yayınlanması için onayı alınmıştır.  Ek olarak aşağıda yazının kaynağı ve aktif linki verilmiştir. Seçkin Deniz, 06.09.2015




Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Star Gazetesi:
http://www.star.com.tr/yazar/bu-savas-10-yil-daha-surecek-birlesin-ve-direnin-yazi-1201943/





Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı