8 Aralık 2016 Perşembe

SA3732/KY13-AO98: Siyaset Alanı ve Siyasetçiler'e Dair

"Aslanı, kediye boğduracak bir imtiyaz alanıdır siyaset..."


Oldum olası aktif siyasete uzak durdum, hiç ısınamadım. Siyaset ilginç bir alan. Bu alanın kendine özel kuralları var ve ancak bu kurallara uyanlar öne çıkma imkanları yakalayabilirler. 

Toplum bu imkanı elde edenlerin bilgili, tecrübeli, özel eğitimli, dünyada, etrafımızda ne olup bittiğini bilen insanlardan oluştuğunu sanır. Oysa durum hiç de böyle değildir. Elbet böyleleri de vardır, ama genel itibarıyla siyaset bu özelliklere sahip olanları değil, siyasetin kendine ait kurallarına uyabilenleri, yarışta başarılı olabilenleri öne çıkarır. O nedenle siyaset arenasında ilginç insanlarla karşılaşabilirsiniz. Bunların bazılarını yakından tanıyınca çok olumlu notlar vereceğiniz gibi, içlerinde olan bazıları için zaman zaman "Bunlar mı bizi idare edecek?" diye sorular sorar, şaşkınlıklar yaşarsınız.

Mesleğim nedeniyle oldukça fazla hatıram var; birçok siyasetçiyi tanıma ve tahlil edebilme imkanım oldu. Bunlar arasında öyleleri var ki bende büyük hayal kırıklığı yarattılar. Aralarında bakanların, hatta Başbakan yardımcılarının bulunduğu kimi siyasileri tanıyıp, kalitelerini görünce ülkemiz adına çoğu kez üzülmüşümdür..

İşte hafızama yer eden örneklerden biri;

Vaktiyle bir ilin belediye başkan adaylarından birini televizyonda programıma konuk etmiştim. Konuğum iyi bir fakülteden mezun, deneyimli ,bir dönem belediye başkanlığı yapmış birisiydi. 

Seçime kısa bir süre kalmıştı ve bazı gazeteler il il gezip halkın nabzını tutuyor, seçim anketleri yapıyordu. O gün program konuğumun ilinde de Milliyet gazetesi bir araştırma yapmış ve araştırma sonuçlarıyla bu kişiye hiç şans tanımamıştı. Gazetenin araştırmasının sonuçlarına göre bu kişinin partisi o ilde üçüncü parti gösteriliyordu. Oysa konuğum kendini çok şanslı görüyor, ilinde belediye başkanı olacağına kesin olarak inanıyordu. Programımızın hararetli yerinde kendisine gazetenin seçim araştırmasından bahsederek;

"Siz öyle diyorsunuz ama milliyet gazetesinde aday olduğunuz ille ilgili bir araştırma var ve burada yapılan ankete göre sizin kazanma şansınız hiç yok, partiniz 3. Sırada gözüküyor." deyince belediye başkanı adayı olan konuğum oldukça hiddetlenerek;

"Adnan bey, bu gazetenin yaptığı anketi ben de okudum. Bu gazete seçmenleri yönlendirmek için yalan anketler yayınlıyor. Şimdi bu gazete yaptığı ankete 1121 derneğin katıldığını belirtiyor. Soruyorum size Adnan bey, siz bilirsiniz, gazetecisiniz, televizyoncusunuz ilimizde 1121 dernek nerede var? Bunlar açıkça yalan yazmaktan utanmıyorlar!"

Şaşırmıştım.. Belediye başkan adayı konuğum anket sorularına muhatap olan kişileri yani "denek"leri "dernek" le karıştırıyor, o nedenle o ilde bu kadar dernek olmadığı için gazetenin yalan haber yaptığını öne sürüyordu.

Öyle anlaşılıyordu ki bu kişi o günlerde henüz sıkça kullanılmayan "denek" sözcüğünü hiç duymamıştı. Konuğumun cehaleti izleyiciler tarafından iyice anlaşılmasın diye hemen konuyu değiştirdim, ancak program boyunca şaşkınlığım gitmedi. 

Şimdi, günümüzde bazı siyasilerin yaptığı açıklamaları görünce hiç yadırgamıyorum. Bence aklı başında hiç kimse de siyaseti, siyasetçileri gözünde yüceltmesin. İçlerinde çok itibarlı, kaliteli insanlar olduğu gibi siyasetin kendine sağladığı imtiyazı kullanan zırcahiller de var. 

Diyeceksiniz ki bu durum her yerde aynı değil mi?

Evet, ama siyasette bu tipler oldukça fazla ve aslanı, kediye boğduracak bir imtiyaz alanıdır siyaset...



Adnan ONAY, 08.12.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar

Seçkin Deniz Twitter Akışı