24 Eylül 2016 Cumartesi

SA3464/KY27-ŞT62: Ahlâki Bir Hareket… Yeniden…

"Nurettin Topçu’nun vefatının 40. Yılına da denk gelen bu güzel haber ilk adıyla Hareket Dergisi’ni ve sonraki adlandırmayla Fikir ve San’atta Hareket dergisini yeniden gündemimize taşımış durumda."


Düşünce, felsefe, irade, içtimaiyyat, memleket, insan, eğitim, din, dil, ferdiyet, isyan ve hareket… Nurettin Topçu ele almış olduğu bütün meselelere ve bu meselelerle doğrudan ya da dolaylı biçimde ilişkisi olan kavramlara esas itibariyle çok büyük bir ahlâk ekseninden bakmıştır. Denilebilir ki, Topçu’nun canhıraş biçimde üzerinde durduğu en büyük olgu ahlâktır ve onun eserlerinde hem satır aralarında hem de eserin bütününde görüleceği üzere bu memleket için asıl mesele de bu büyük ahlâk meselesidir.

Topçu düşüncesinde gerek felsefî ve gerekse ferdî ve ictimaî yapı itibariyle ahlâk meselesi hem bir çıkış noktası hem de bir varış noktası olmak anlamında da oldukça merkezî bir mesele hükmündedir. Bununla beraber Topçu düşüncesinde sürekli biçimde bir kerteriz noktası oluşturan bu ahlâk meselesinin aynı biçimde bir devinim, bir yürüyüş, bir eylem ve hareket düşüncesiyle birlikte ele alındığı görülür.

Hareket bu bakımdan ahlâk’ın güdüleyicisi olması bir yana diğer yandan da bu ahlâk ile birlikte hem kendisini hem de ahlâk ı değiştirip dönüştürecek bir kuvvet haline gelmektedir. Bu da Topçu’nun tıpkı ahlâk gibi hareket olgusunu da aynı ölçüde değerli ve anlamlı bulduğunu ortaya koymaktadır. Bu bakımdan da hareket; adı üstünde en başat eylem hükmündedir Topçu’ya göre. 

Değil mi ki; bu meyanda Hareket düşüncesi izleğinde Erzurum’dan yola çıkan Adımlar adlı dergide böylesi bir eylemi ortaya koyacak biçimde Hareket’in başlatıcı nüvesi, ilk eylemi olarak adım atmayı, yürümeyi işaret ederek aynı büyük Hareket’in iz sürücüsü olarak yola çıkmıştır. Topçu düşüncesi hakkında en başat bilgi ve yorumdur bu. Bununla beraber bu temel olgulardan hareketle varılacak ve hem detayda hem de genelde dikkati çekecek olan şey ise; gerek düşüncenin ve gerekse eylemin sürekli biçimde aksiyoner bir form içinde şekillendiği gerçeği olacaktır.

AKSİYONER BİR TASAVVUF DÜŞÜNCESİ

İşte Topçu düşüncesini benzersiz kılan bu aksiyoner formdan dolayı da, başat fikir olarak düşüncenin merkezinde duran ve ahlâk’ın etrafında dönen hareket, düşünce ve fikir kavramları da son tahlilde hem bir aksiyon üzerinde duran hem de oldukça özgün bir biçimde işlenmiş durumdaki bir ahlâkı içeren çok içrek bir tertip ve düzeni oluştururlar.

Topçu düşüncesini giderek çok özel bir mektep, medrese belki dergâh haline de getiren ve zamanın düşünce toplamı içinde ciddi biçimdeki bir felsefenin de altını çizen bu ahlâkî  tertibin kaidesinde ise bir yandan hakkın yanında durmak anlamında bizi İmam-ı Azam’dan Hüseyin Avni’ye götürecek bir tasavvufî köken dikkati çeker. Bundan dolayı da Topçu düşüncesini daha derin ve geniş bir biçimde çok özel aksiyoner bir tasavvuf düşüncesi olarak tarif etmek mümkün olacaktır.

Topçu’nun İsyan Ahlâkı’ndan yola çıkarak ortaya koymuş olduğu bu ahlâki hareket zamanının diğer Türk felsefecileri ve aydınları arasında biriciktir öncelikle. Bundan da öte özellikle İsyan Ahlâkı konusunda onu feyz aldığı M. Blondel, H. Bergson ve İ. Kant gibi ustalarından daha farklı bir yere taşıyarak, ilham aldığı action düşüncesinden de öteye bir yere, sözgelimi devrin çokça modern, determinist, rasyonalist, sosyolojist, pragmatist ahlâk görüşlerine hiç benzemeyen bir tefekkür iklimine taşıyan ve içi dolu bir memleket görüşü haline getiren şey de işte bu tadil, erkân, tertip ve terbiye üzerinde şekillenen hareket arayışıdır…

HEDEF: DÜNYAYA KAYBETTİĞİ DENGEYİ GÖSTERMEK

En başta modal fikir hükmündeki modernist, kapitalist, ahlâksız dünya görüşünün muhalifidir bu hareket. Zira bu hareketin gayesi salt sözde ya da akılda kalan bir düşünce olmak değil bir tefekkür açılımına yol bulmaktır. Bu tefekkür ise bizde başlayan ve bizi olduğumuz yerden kavrayıp alemlere ulaştıran bir büyük fikrin ve imanın taşıyıcısıdır. Hedefi dünyaya toslamak değil, dünyaya kaybettiği dengeyi göstermek ve giderek engin bir hayat biçimine - ebedi ve âlemşumül merhamet nizamına- ulaşmaktır.

Ne güzel bir haber ki; Dergâh Yayınları, birçok nüshası bugün titiz bibliyofillerin kütüphanelerinde toplanan ve artık kolay kolay bulunamayan Hareket dergisinin 1939 -1953 dönemine ait sayılarının tıpkı basımını yaptı.

Nurettin Topçu’nun vefatının 40. Yılına da denk gelen bu güzel haber ilk adıyla Hareket Dergisi’ni ve sonraki adlandırmayla Fikir ve San’atta Hareket dergisini yeniden gündemimize taşımış durumda.

Nurettin Topçu’nun İzmir’de sürgündeyken çıkarmaya başladığı bu özge Hareket aynı zamanda da devrinin aranan muhalif sesidir. 1939 yılında yayın hayatına başlayan Hareket bir başka açıdan da siyasa ve ideoloji gütmeden memlekete ışık tutacak, memlekete dair bir derdi dillendirecek bütün seslere açık, sıkıntılı ve dertli zamanlarda ses veren memleket aydınlanmasının harekete yön veren yüksek ahlak izleğinde biriken toplamı gibidir. Kırk yıl süren yayın hayatı boyunca da Hareket sürekli olarak bu memleket derdinden beslenmiş ve hayran olunası bir ağırbaşlılıkla gürültü yapmadan da ses çıkarılabileceğini göstermiştir.

80’li yılların dağdağası içinde şık, mavi bez ciltli kapaklarıyla hatırladığımız ve o dönem için bulabildiğimiz Hareket dergisinin bu ilk dönem ciltlerinden- Şubat 1939 – Mayıs 1943’e kadar on iki sayı ve ikinci döneme denk düşen Mart 1947 – Haziran 1949’a kadar yirmi sekiz sayının sahibi ve yazı işleri sorumlusu bizzat Nurettin Topçu’dur. Hareket’in bu dönemki son sayısı da Haziran 1949 tarihlidir.

Hareket Dergisi Turgut Evren’in sahipliğinde yayınlandığı III. dönem yayınını ise Aralık 1952’den Haziran 1953’e kadar sürdürmüş ve bu dönemde yedi sayı yayınlanmıştır. Derginin III. döneminden itibaren hepsi bir memleket bağlamında süregelen milliyetçilik, solculuk ve İslamcılık eksenli yazılar ve tartışmalar oldukça önem taşımaktadır. Zira bu dönemde Hareket’in esas izleği de Batılı hümanist eksenden öte Doğulu bir İslamcılık ekseninde sürmüştür.

Şimdi bu Hareket’e ve bu hareket ekseninde ortaya konulmuş bulunan ahlâk’a yeniden bakmanın ve bu ahlâkın gerektirdiği tadil, erkân, tertip ve terbiyeye yeniden – bir kere daha- bakmanın ve anlamanın zamanıdır…



Şahin Torun, 24.09.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Eleştiri, Kitap Notları, Kitapların Ruhu

Şahin Torun Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu:  Şahin Torun Beyefendi'nin çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır.  Seçkin Deniz, 18.06.2016

İlk yayınlandığı yer: Star Gazetesi, 

http://mobil.star.com.tr/mobildetay.asp?Newsid=1075312


Künyesi:

Hareket Dergisi
Dergâh Yayınları


Seçkin Deniz Twitter Akışı