31 Ağustos 2016 Çarşamba

SA3369/KY25-NO61: Herkesin Bir 15 Temmuz'u Var

"Dedim ya herkesin bir 15 Temmuz’u var. Bir yandan bedel ödeyen ve bedelini bile haya ettiği için söylemekten imtina edenler… Öbür gün yanda şahsi ve grup çıkarları için selden kütük çalmaya çalışan şerefsiz, alçak hatta çukurların en ön saflarda gerdan kırdığı pardon kıvırdığı…"


15 Temmuz’da ülkeyi büyük bir kaosun içinden çekip çıkaran, çok uluslu konsorsiyumlardan almış olduğu ihale ile “anahtar teslimi işgal, imha ve istila girişiminde” bulunanlara karşı; “Bana ne olur?” diye düşünmeden, “Ölecek miyim? kalacak mıyım?” diye düşünmeden akın akın sokaklara meydanlara çıkan, kolunu bacağın kaybeden yiğitlerin de bir 15 Temmuz’u var. 

O gece 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde hem ayağına yediği iki kurşun yüzünden sağ dizine platin takılan ve belki aylarca yürüyemeyecek olan ve hem de işgal askerlerinin üzerine sürdüğü motosikletten düşerek yüzü, gül yüzü, çenesi parçalanan, eski haline gelmesi en az 10 estetik ameliyat daha olması gereken daha gelinliğini bile giyememiş F.B. Öğretmen'in de bir 15 Temmuz’u var hikayesini yazmamın yasak olduğu…

SA3368/KY38-SevDur25: Merkel İstemese Tasarı Çıkmazdı


Sevda Dursun sordu, Mustafa Yeneroğlu cevapladı...

Almanya Federal Parlamentosu 2015 Ermeni olaylarını soykırım olarak niteleyen yasa tasarısını kabul etti. Durup dururken böyle bir karar nereden çıktı? Evveliyatı neydi bunun?

Durup dururken alınan bir karar değil aslında, Alman parlamentosunda özellikle son yıllarda sol parti içerisinde PKK’ya yakın gruplar, sol partinin kendi içerisindeki refleksleri, Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı’nın yani Cem Özdemir’in üstün gayretleriyle son 3-4 yıldır gündemlerindeydi zaten. En son geçen sene Cem Özdemir, bir önergeyle parlamentonun gündemine getirdi. O zaman herhangi uluslararası mahkemenin bir kararı olmadığını gerekçe göstererek karara sunulmasını reddettiler. O durumda parlamentoya sunulmuş olsaydı salt çoğunluk bulamayacaktı, dolayısıyla geri çekildi.

SA3367/KY37-AZ109: Siyonizm: "DAEŞ’in Yıkılması Stratejik Hata Olur"

"Daha çok saldır(tır)lar mı? Evet. Göğüsler miyiz? Hem de püskürterek..."


Prof.Efraim İnbar, dünya strateji araştırmaları alanında özel yeri olan bir isim. İsrail’in sağcı ve devlet stratejilerini belirleyen kurumu Begin-Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin direktörü. 

Kendilerini, “İsrail’in güvenliği için gerçekçi, muhafazakar, Siyonist gündeme sahip” bir kurum olarak tarif ediyorlar. 1955 yılında ABD-İsrail ittifakında köprü olması ve   Yahudi şeriatı ile küresel değerleri buluşturması amacıyla kurulmuş, “Dini Siyonizm”in lideri Haham Meir Bar-İlan’ın adını taşıyan Bar-İlan Üniversitesi ile birlikte çalışmalarını yürütüyorlar.

SA3366/KY33-YO126: Bir Terfi Uğruna…

“Gül’ü karşılamadı”dan, “Bakanı karşılamadı”ya, Başbuğ’un ses kaydından, “İsrail Heron’unu düşürmedi” ses kaydına hatta “yeğeni PKK’lı”dan,  “PKK’lıları vurdurmadı, yanlış koordinat verdi”ye kadar hakkında söylenmeyen kalmadı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı yolunu tıkayan ve Akın Öztürk’ünkini açan esas iki olay ise Uludere Katliamı ve Suriye’de Türk jetinin düşürülmesiydi.


“Beni hedef tahtasına koydular, gelen giden vurdu. Bu iftiralar beni, çevremi, ailemi mahvetti. Bu iddialardan sonra emekli oldum ve hayatım tehlikede…”

Hikâyenin sonunda Hava Kuvvetleri Komutanı olması beklenirken emekli edilen bir korgeneral böyle diyecek. Onun  gerçekten de “gelenin gidenin vurduğu” hikâyesi ise “Uludere Katliamı”ndan 15 Temmuz darbe girişimine uzanan karanlık bir yolu aydınlatabilir.

19 Şubat 2010 günü video paylaşım sitelerine bir ses kaydı düştü. Ses, tanıdıktı; Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ.

SA3365/KY36-CK98: İki Gezi, İki Farklı Biden

"Türkiye'nin ve özellikle Cumhurbaşkanının Türkiye-ABD ilişkilerinde iki kırmızı çizgisi olduğu biliniyor. Bu iki kırmızı çizgi Türkiye'nin müttefiki ABD'nin iki terör örgütü konusunda tavır değişikliğine gitmesi beklentisini içeriyor. ABD'nin FETÖ ve PKK'ya ilişkin mesafe alması ve Türkiye'nin kaygılarının öncelenmesi..."


Çok değil bundan birkaç ay önce, arkamızda bıraktığımız ocak ayında ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Türkiye'ye bir gezi gerçekleştirdi.

Bu geziden 6 ay sonra, geçtiğimiz günlerde yine Türkiye'ye gelen Biden'ın son iki gezisinin mukayesesi ABD-Türkiye ilişkilerinin geldiği nokta açısından çok şey gösteriyor.

Ocak ayında yaptığı gezide Biden resmen bir siyasi şov yaparak ayrılmıştı Türkiye'den. Esad ve FETÖ yanlısı gazetecilerle görüşen Biden, FETÖ soruşturmasından aranan Can Dündar ile yakinen ilgilenmişti.

30 Ağustos 2016 Salı

SA3364/SD515: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 107 (16-20 Ocak 2013)

“Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”

  (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz)


(16-20 Ocak 2013)  ( 411 Tweet)

Kenan ALTUN @kenanaltun52
20 Ocak
51.830. @Seckin_Deniz Bakan öğreetmenden nefret ediyor, tbaşarısızlığın tek sorumlusu öğretmeni görüyor, inanın öğretmenler,zaten yorgun şimdi bitik

Abdulla ÇELİK @abdullacelik
20 Ocak
Bekliyoruz :-) MEB, Düzenlemeleri Sendikalarla Birlikte Yapacak memurdan.net/haber/meb-duze…

Kenan ALTUN @kenanaltun52
20 Ocak
@Seckin_Deniz mesele bu ya! O konuda zılgıtı yedi tepki aldı, kendi kendi bağlayınca prestij kazanma peşinde, öğretmen saahipsiz.....

SA3363/SD514: Telveler 11

"Yol yakınken bilmelisiniz; bilebildiğiniz çok şey izafidir... nefsiniz de... nefsinizle geçen bir dem de..."



Gecenin, gündüzün herhangi bir yerinde durup bakışlarınızın gezdiği yerleri görürsünüz. Bakışlarınız, ruhunuza yansıması gereken görüntüleri taşır; nefsiniz daima uyanık değildir, ama bakışlarınız nefsinizi uyandırıverir.

Ruhunuzun dinginliğini kaçırır gördükleriniz...

İnsan olmanız, sizin için bir nimettir çoğu kez; ancak nefsinizin gücüne yenik düştüğünüz zamanlarda ise insan olmanız "bir külfet"e dönüşür... Bilumum nahoş terennümler dolaşır içinizde.

SA3362/SD513: "kusursuz şeyler" /31.01.2006/ 440. patika



...insan üretimi 'şey' ile insan üretimi olmayan 'her şey' kusursuzdur...
...bu bir önerme; doğru ya da yanlış, diyebilirsiniz...
...insan üretimi olmayan, yüce yaratıcımızın sınırsız ve kesin bilgisiyle var kıldığı her şeyin kusursuz olduğunu reddetmek imkânsızdır...
...zira, kusur saydığımız her şey bizim cehâletimizden kaynaklanır...
...henüz keşfedilmemiş sonsuz bilgi içindeki nedenleri bilmediğimizden, bazen gereksiz bir hüküm verici oluruz...
...bu doğrultuda, insan için mâkul olan, kendi göreli bilgi haznesi uyarınca, kusur aramamak, 'nedenleri anlamaya çalışmak', gibi büyük bir ödev algısı ile bilgiyi, sonsuz bilgiden alınabileceklerle geliştirme serüvenine gönüllü olarak girmektir...
...önermemizin insan ile ilgili kısımlarına gelince;
...insan üretimi olan 'şey', o insanın bilgisi ve görüleri ile birlikte gelişen 'yapma' sonucunda ortaya çıkar...

29 Ağustos 2016 Pazartesi

SA3361/KY28-ATA204: Ortadoğu Kaynamaya Başladı

"Her an geniş boyutta bir savaş çıkması da kaçınılmaz oldu artık. Rusya ile ABD’nin Suriye’de karşı karşıya gelmeleri de an meselesi. Çıngar kopacak ya, bakalım ne vakit..." 


Ana bilim dalım Mühendislik olmasına rağmen “Tarihe”, özellikle de “Politik Tarih"e çok meraklıyım. Bu merak 28 yaşında Milletvekilliği seçimlerini kazanıp Meclis'e girdiğim gün adeta kafama taş gibi düşmüştü. 

Daha ilk günlerde, Meclis'teki tuvaletlerin yerini bile öğrenmemden öncelikli olarak aklımda çakan ilk şimşek, Parlamenter sistemlerde, kısaca “icra hükümetinin Meclisin içinden oluştuğu” sistemlerde Politik Tarihi öğrenmeden milletvekilliği görevinin hakkının verilemeyeceği düşüncesi oldu.

SA3360/KY1-CÇ299: Kumpas/ Roman - Bölüm IV-4

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Dört
-4-

Hocaefendi olur olmaz kendisine aktarılmayan böyle büyük bir olayı öğrenince yeniden bayılacak gibi oldu, sanki başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. Öfkesine hâkim olamaz bir haldeydi. İnanmak istemiyordu. 

Ümit Buzurg anlattıkça o kafasını sallıyor, gözlerinin büyümesine, çenesinin titremesine, ayaklarının bükülmesine engel olamıyor gibiydi. Bu muydu halefi? Hiç renk vermeyişi yeter miydi? Ya bu kadar beceriksizce bir şeyin olmasına engel olamayış? Evet, yol kazası olurdu olmasına ama daha yola çıkılmadan olması bir dikkatsizliğin göstergesi değil miydi? Ve olan bitenin sorumlusu bu adam değil miydi? Buna mı bırakacaktı göz nuru el emeği, bütün ömrünü harcadığı bu yapıyı? Buna mı emanet edecekti? Daha bir çocuğa sahip çıkamayan, tedbirin t’sini bilmediği gözler önüne serilen bu adama?

28 Ağustos 2016 Pazar

SA3359/SD512: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 106 (11-15 Ocak 2013)

“Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”

  (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz)


(11-15 Ocak 2013)  ( 514 Tweet)

15 Ocak
51.419. Fikret Orman, Ağar'ı ziyaret etmiş... Futbol kurtulamayacak demek karanlık işlerden...

15 Ocak
@bahriyeyemeniCi her şişirilmiş balon patlamaya ya da sönmeye mahkumdur:)

15 Ocak
@FikriTurkel E müzeler reklam yaparken antik çağ kokulu mumyaları kullanıyorlar ya... şükredin lopez mopez yok:)

SA3358/KY20-MEK40: Organik Bir Lider Profili Olarak Mesut Barzani

"Mesut Barzani liderliği, hem içinden geldikleri tarihsel süreç, hem mensubu bulundukları değer ve kurumlar dolayısıyla Kürtler ve diğer toplum kesimleri açısından büyük değer taşımaktadır."


“Gerek PKK, gerek DAEŞ, gerek FETÖ olsun, terör örgütlerinin saldırılarına maruz kalmamızın nedeni (emperyalizmin) Irak ve Suriye’deki projelerdir. Türkiye’nin politikaları sayesinde bölgede projelerini hayata geçirmekte zorlananlar bizi terör örgütleriyle hizaya getirmeye çalışıyorlar. Dün akşam sayın Mesut Barzani buradaydı, kendileriyle uzun uzun konuştuk, çalıştık. Aynı şekilde Irak’ta da müşterek neler yaparız onları görüştük. Biz 100 yıl öncesini unutmuş olabiliriz ama karşımızdakiler çok iyi hatırlıyor ve öyle de davranıyorlar. Irak, Suriye, Balkanlar, Kafkaslar dediğimiz yerlerin sadece bir asır önce bu ülkenin parçası olduğu, orada yaşayanların öz be öz kardeşimiz olduğu gerçeğine sırtımızı dönemeyiz.” 
Cumhur Reisi Recep Tayyip Erdoğan. 24/8/2016/Ankara

100 yıl evvel İslam milleti eski tabir ile yedi düvelin, küffarın sömürgeci emellerle kurdukları orduların, katil sürülerinin, maceracı hırsızların ve onlarla işbirliği yapan hainlerin muazzam saldırlarına maruz kaldı. 100 yıl evvel değer odaklı, tevhid ve adalet odaklı toplum yapısı hastalıklı kurgularla, ırkçılıkla, mezhepçilikle, saçma sapan ideolojilerle paramparça edildi. 

SA3357/KY13-AO93: Biden'in Ziyareti ve Fırat Kalkanı

"Haçlılara güzelleme yapıp, onları işgale çağıran FETÖ bilsin ki, bu millet sadece onlara değil, bu ülkeye düşmanca yaklaşan ağababalarına da dersini verebilecek güçtedir."


Biden ziyareti 3.Dünya Savaşı'nı erteleme ziyareti olarak görülebilir.

FETÖ darbesinin ardındaki ana gücün CIA olduğunun belirgin hâle gelmesiyle birlikte Türkiye'nin AB(D) ile karşı karşıya gelmesi ve bölge politikasında değişikliğe giderek Rusya ve İran ile sıkı ilişkiler içine girmesi, Mısır ve Suriye politikalarında Batı'nın kurgularının dışında kendi politikasını kararlılıkla sürdürme isteği ABD'nin paniklemesine yol açmıştır.

SA3356/KY35-YTK112: Son 70 Yılın Söylediği

"Görüldüğü gibi neredeyse son 70 yılın en önemli kavşakları hep dış, bölgesel, küresel dalgalanmalarla iç içe, doğrudan etkilenmelere açık."


Yaşadıklarımızın çetelesini çıkaracaktım vazgeçtim.

Nereden başlatsan bir geriye gidiyor sonuçta. Herhangi bir İskandinav ülkesinin bütün tarihi boyunca yaşadıklarını neredeyse bir yıl içinde yaşamış bir ülkeden bahsediyoruz. Sırf bunun için bir kronoloji yazmaya kalksak alt alta ansiklopedi çıkacak.

Umarım birileri çıkarır yine de. Lâzım çünkü…

Ama yine de şu andaki durumumuzu anlamak için boynumuzun tutulması pahasına geriye dönüp baktıkça birkaç kırılma anının hâlâ çok belirleyici olduğunda mutabıkızdır sanırım.

SA3355/KY37-AZ108: Ortadoğu’yu Parçalama Planını Cerablus’ta Durdurduk...

"Sanıyorum, kararlı ve vakur duruşumuzla Amerikan halkını da büyük bir beladan kurtarıyoruz..."


Takip ediyorsunuz, insanlar değil, kavramlarla ilgilenmeyi tercih eden bir beyin kimyasına sahibim, ama bu, özellikle kamuoyu önünde kalem oynatan şahısların gündemimize taşımaya çalıştıkları kavramlarla mücadele etmeyeceğim anlamına gelmiyor... 

Şahıslar değil, bu şahısların temsilciliğini yapmaya çalıştıkları kavramlar önemlidir... Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök’ün 23 Ağustos 2016 tarihli “Çocuğu canlı bomba yapan Ortadoğu Allah belanı versin” başlıklı yazı tipik bir örnek...

SA3354/ÇY10-AÖ21: "Kadınları Anlamak Zor Değil Azizim"

"Sessiz sakin evin tadını sürmek niyetindeydi, ama her akşam evde bir şeyler yapmak istediğinde bazı şeylerin çalışmadığını fark ediyordu."


Hüseyin kırkbeş yaşlarında, uzun boylu, kır saçlıydı. Sessiz, mütavazi, evinden işine, işinden evine giden evli ve üç çocuk babası bir adamdı.

Gençlik yıllarında bir kızı çok sevmiş lakin ailelerin olur vermemesi yüzünden bu izdivaç gerçekleşmemişti. Zaman geçmiş Hüseyin “sevdiğini alamadıysan aldığını seveceksin” sözüne hürmet edip evlenmişti.

27 Ağustos 2016 Cumartesi

SA3353/KY26-CA73: Dört Şehit, Sayısız Sıfat

"...."


Emeğin ve Kaygının Şiiri

İstiklâl Savaşımızda yoksunluklara rağmen verilen destansı direnişin örneklerinden birini yaşattı bize, Pendik Belediyesi’nde kepçe (iş makinesi) operatörü olarak görev yapan Yalçın Aran.

Mesleği üzerine düşününce, gözlerimizin önüne yıkılan bir gecekondunun kalıntılarını ortadan kaldırmaya çalışan bir kepçe geliyor. Deprem kalıntıları, yol inşaatı, hafriyat çalışmaları, dolan ve boşalan kepçe olmadan düşünülemez. Bir kepçe başka ne işe yarar, bunu Yalçın Aran’dan öğrendik. 

SA3352/KY27-ŞT58: Kutadgu Bilig: Bu Bilgi Neyin Bilgisi?

"Yusuf Has Hacib’i bir din alimi yapmaktan başka bir kültür ustası, bir medeniyet elçisi, bir terbiye metodunun haber vericisi, bir yüksek yazar ve değerli bir şair haline de getiren Kutadgu Bilig, topyekün bir öğütler manzumesi ve hatta Müslüman Türk’e has bir düşünce tarihinin özeti gibidir."



Kadim bir bilgi olarak işitegeldiğimiz ‘Hanif Dini’, ‘Haniflerin Dini’ ibaresinden yola çıkacak olursak, tarihin her döneminde ‘iyi’ olana denk düşen bir bilginin adıdır Kutadgu Bilig.

Bu anlamda kutlu olanın bilgisi, bilinmesi dolayısıyla insanı da kutlu kılarak ‘Eşref-i Mahluk’ eyleyen bir yüce bilgiye ulaşmanın bilgisidir diyebiliriz Kutadgu Bilig’e…

26 Ağustos 2016 Cuma

SA3351/TG204: Amerika ve Humeyni Arasındaki Gizli İlişkiler-IV

Sonsuz Ark'ın Notu:
Sonsuz Ark, Tamer Güner'in yaptığı çevirileri yayınlayarak Humeyni ve İran Devrimi'nin masonlarla olan ilişkisini ortaya koymuş, İslam Devrimi diyerek maskelenen ABD ve İsrail kuklası bir yönetim demek olan Humeyni ve Ayetullahlar yönetiminin bütün müslümanların umutlarını çalmak ve müslümanların parçalara ayırarak yönetilebilir ve sömürülebilir olarak kalmasını sağlamak için inşa edildiğini iddia ve ispat etmiştir. Aşağıdaki analiz Humeyni-ABD ilişkisine dair daha somut kanıtlar sunmaktadır.
Seçkin Deniz, 26.08.2016

Two Weeks in January: America's secret engagement with Khomeini
Kambiz Fattahi/BBC Persian Service

Humeyni’nin en büyük korkusu ABD’nin son anda Şah’ı kurtarmak üzere bir darbe girişiminde bulunmasıydı. Bunun yerine, Şah’ın tamamen bittiğine ve aslında ordunun komünistler tarafından ele geçirilmesine engel olmanın yollarının arandığına dair Amerika’dan açık bir işaret aldı. 

Her zaman olduğu gibi Humeyni’nin ekip şefine, kendisine (Humeyni’ye) iletilmek üzere pek çok Farsça not verildi. Amerikan diplomat, İranlıların mesajın içeriğini tam olarak anladıklarından emin olmak istiyordu.   

SA3350/KY50-FER8: Filistin’de Osmanlı Arşivi ve Hayâl Kırıklığı

"Bana, bize ait olan bir parçaya bakakaldım, okuyamadım. Dedemin mirasını anlamayacak kadar cahil olduğumu kabullenmek zor geliyor. Oysa aynı ben bir başka lisanı öğrenmek için Avustralya’da yıllarımı verdim."


Ortadoğu’nun en tartışmalı toprakları sizi her seferinde şaşırtmayı çok iyi bilir. Elden ele dolaşan Kudüs, yaşamaya gelinen bir kent değil ölmek için seçilen bir mezar olmuştur. Ve şehrin etrafını çevreleyen taç misali surların dibinde yatan insanlar aslında toprakların kimseye ait olmadığının bir ispatı gibidir. Selahattin buradaydı, Babilyon buradaydı, Osmanlı buradaydı.

Kubbet'ü-s Sahra’yı sözde güvenlik duvarının hemen ardından gören ve insanlarının mescide geçme hakkı bulunmayan ‘Abu Dıs’ kutsal beldenin 400 yıl boyunca Osmanlı hâkimiyetinde olduğunu ispatlayan belgelere ev sahipliği yapıyor. Etrafını çevreleyen ve yıllardır barışın önündeki en büyük engel olarak görülen yerleşim yerleri nedeni ile gelişemeyen küçük Filistin kenti Kudüs’e en yakın Batı-Şeria mahallesi olarak biliniyor.

SA3349/KY47-OE11: İstanbul'daki Suriyeliler- Zeyrek 2014-II



İstanbul’a gelerek İstanbul-Zeyrek’te yaşamaya çalışan savaş kurbanı Suriyeli muhacirlerden bazılarının metruk yerlerdeki  bazı fotoğraflarını paylaşıyorum...

SA3348/KY33-YO125: Suriye’yi Bu Hikâyeden Çıkarabilir miyiz?

"Zaten son üç yılda Gezi, 17 Aralık ve 15 Temmuz badirelerinin atlatılmasını sağlayan, halkın saldırı altındaki Türkiye’ye sahip çıkma bilinciydi, o bilincin oluşmasında iktidarın Suriye konusunda içeride ve dışarıda verdiği haklı mücadelenin payı çok büyüktü."


“Türkiye’nin bugün başına gelen birçok şey Suriye’deki durum ve Suriye politikasının bir sonucudur. Başkaları da öyle, ama biz de geçerli bir politika ortaya koyamadık. Ben bunu yıllardır söylüyorum. Keşke zamanında geçerli bir barış perspektifi geliştirilebilseydi...”

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un kapalı bir toplantıda söylediği bu sözler geçen hafta çok konuşuldu.

SA3347/KY36-CK97: ABD’nin Gülen Tavrı Politikasızlığın Politikası

"Türkiye ABD karşısında mağdur ve mağrur olan taraf. ABD’de tarafında aklı başında olan tüm akil dış politika sesleri Türkiye’nin önemini hatırlatıyor ve Obama yönetiminin Türkiye’nin hassasiyetlerini anlaması gerektiğini söylüyor." 


ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın gezisi ABD tarafının ilişkileri tamir etme çabasının bir parçası olsa da Türkiye FETÖ liderinin iadesi konusunda ciddi ve net. Ancak ABD tarafı işi zamana yaymanın ve bürokrasiye boğmanın derdinde. 

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Washington’a ziyarete gelen Türkiye Meclis Komisyonu Heyeti'nin üyeleri, Türkiye’nin önceliğini sarih şekilde aktarmıştı Amerikalı muhataplarına. FETÖ Türkiye için en aciliyetli ulusal güvenlik tehdididir. 246 demokrasi şehidi vermiş, lideri suikast girişimi atlatmış, meclisi bombalanmış bir ülke, uluslararası bir ağı olan bir örgütle mücadele etmek konusunda ulusal bir mutabakat kurmuş bir millet var.

SA3346/KY28-ATA203: Kıbrıs’ın Yunanistan Tarafından İşgali

"Daha bunlar gibi onlarca belgeli örnek bulunmaktadır, “Yunanistan’ın Kıbrıs adasını işgali” ile ilgili olarak. Ama ne yazık ki bunların hepsi unutulmuş ve yerini Türk askerinin Kıbrıs Adasını “Okkupeyşon ve inveyjon”u almıştır..."


Kıbrıs adasının kuzeyinin Türkiye tarafından 'istila ve işgal edildiği' 1974 yılından beridir her Rum siyasinin ağzındadır. Kendilerine özgü İngilizce telaffuzları ile “Okkupeyşon ve inveyjon” diyerek girerler konuya, sanki de Kıbrıs’ta tüm olaylar 1974’de başlamış gibi. 1974 öncesini de asla ağızlarına almazlar, utanmasalar Rumlar'la Türkler'in memnun, mesut, mutlu ve geleceğe parlak bir biçimde bakarak birlikte yaşadıklarını iddia edecekler ama gerçekler hiç de öyle değil.

25 Ağustos 2016 Perşembe

SA3345/KY49-İTIĞLI10: Cibuti’de Bir Askeri Üs mü Alsak?!

"Afrika’nın en küçük ülkelerinden biri olan Cibuti’de sadece Japonya’nın değil, ABD, Fransa, İtalya’nın da üsleri var. Hatta Çin ve Suudi Arabistan olmak üzere 10 kadar ülke Cibuti’de askeri üs kurmak için bekliyor."


Yazarlar için bazı itiraflarda bulunmak oldukça zordur. Özellikle belirli bir konu üzerine odaklanmış yazarların bilgi eksikliklerini kolay kolay görmek istemedikleri bilinir. Ama söylemem gerekir ki Japonya Savunma Bakanı’nın ziyaretine kadar Cibuti’de bir Japon askeri üssü olduğunu inanın bilmiyordum. Bu enformatik cehaletimin arkasında şüphesiz Japonya’nın Afrika’ya olan askeri ilgisini fark edemememin etkisi var.

Afrika’nın en küçük ülkelerinden biri olan Cibuti’de sadece Japonya’nın değil, ABD, Fransa, İtalya’nın da üsleri var. Hatta Çin ve Suudi Arabistan olmak üzere 10 kadar ülke Cibuti’de askeri üs kurmak için bekliyor. Yakın zamanda Cibuti bir askeri üs devleti olacak gibi. Zaten ülke yönetiminin de askeri üslerin sayısının artırılmasına yönelik istekli bir yaklaşımı var. Artık turizm politikası gibi askeri üs kurmak da sektörel bir piyasaya dönüşmüş durumda.

SA3344/KY26-CA72: İrade Pazarlığı

"Darbe gerçekleşmeseydi, bu denli geniş bir muhasebe yapılmayacaktı muhtemelen. Öyleyse, kandırılmış olmaktan ziyade, sürecin etkileşimlerine kendini terk eden bir kendi kendini kandırılmaya bırakma halinden söz etmek daha doğru olmaz mı?"


On gündür Anadolu şehirlerinde dolaşıyorum. Gittiğim her yerde sohbetler aşağı yukarı bu soru etrafında biçimleniyor: Fethullahçılar bunca sistemli, açık ve kapalı hücreler halinde gelişip toplumu ve sistemi sararken, nasıl oldu da fark etmedik bu kötücül işgali?

Edebiyat eleştirileri kaleme alan arkadaşım, "Entelektüel zayıflıkları nedeniyle önemsemiyordum", dedi. "Garantili iş bulma fırsatını kim reddedebilir?, diye bir soruyla yorum yaptı bir şoför. Bir diğer yorum şöyle: "Eskiden sistem karşısında kendi derdimize düşmüştük; 2000’lerden itibaren de Fethullahçılara bir müttefik gözüyle baktık."

SA3343/KY35-YTK111: Madem Bir Katkımız Yok

"Oturup, ne olacağını daha sonra düşünme şansımız yok çünkü bugünlerde oluşacak “birikim” geleceğimizi de şekillendirecek."


Bir yanıyla olup biten çok açık, çok net; bir yanıyla ise öyle bir kaos var ki zihinlerimizde. Haklı veya çok doğru bir uyarıyı bile saldırı gibi algılamak, rastgele bir cümleden saldıracak gedik bulduğunu sanmak, yanlış bir haberden infaz mangaları dizmek… hepsi mümkün hepsi yaşanıyor.

Çünkü bir yanıyla olup bitenler ne kadar açık ne kadar gözlerimizin önünde gerçekleşti, her geçen gün yeni bir delil görüntüyle ortaya serilmeye devam ediyorsa da zihinlerimizin aynı berraklığa kavuşması bir o kadar zorlaşıyor. Yorum, dedikodu, 'bilgi' bombardımanı altındayız, ama bunların hangisi iyi niyetli bir çabanın hangisi kasıtlı bir çarpıtmanın uzantısı ayırdedemiyoruz. Kolay da değil ayırmak.

SA3342/KY1-CÇ298: Düşlerin İsyanı/ Roman-Bölüm 8-I

"Yaşamım düş kurmakla geçti ya!"

"
"Ayıbımı yüzüme karşı söyleyen bana zulüm etmemiş,
 aksine bana bir armağan getirmiş demektir."
Ferideddin-i Attar

Bölüm Sekiz
-I-

Şehrinaz o sokakların birindeydi, akşam Kaleiçi'ne indiğimde onu nerede bulacağımı çok iyi biliyordum, sadece benim için gelecekti; yürüdüm, bekçinin daha fazla dikkatini çekmemek için çantamı arabanın bagajına attıktan sonra yanıma yöreme fazla bakınmadım, başka şeylerle fazla oyalanmadım.. şoför mahalline biner binmez arabayı çalıştırdım.. 

Otoparktan çıkar çıkmaz sanki yeni bir dünyaya adımımı atıyordum, caddeden hemen sola saptım, oradan sahil kenarına giden yolu takip ettim, karanlık sokaklar geçtim, dolambaçlı sokakları dolaştım, sonra beni Şehrazat'a götürecek eski yola sapışım öyle ani oldu ki; sanki bir rüyada gibiydim.

SA3341/KY13-AO92: Darbe Girişimi ve Cemaatler, Tarikatler

"Cemaatler/tarikatlar arasındaki rekabet ve güçlenme yarışı göz önüne alındığında sosyal hayatta nasıl bir çekişmenin var olduğunu anlayabiliyoruz. Bu tablo içerisinde sistemin her kademesi güç oluşturma, diğerini/ötekini dışarıda bırakma ve bunu yapmak için ayrı bir dil kullanma zorunluluğunu dayatır. O nedenle bu yapı içerisinde bulunanlara tesir edebilmenin yolu onları memnun etmekten geçer."


FETÖ'nun darbe girişiminin ardından kamuoyunda tarikatlar ve cemaatler konusunda olumsuz bir hava esiyor. Yaşananlar nedeniyle artık sadece seküler/laik çevreler değil, kimi dindar çevrelerden de cemaat ve tarikatların üzerine gidilmesinin gerekliliği yüksek sesle seslendirilmeye başlandı.

Öncelikle şu tespiti yapmakta yarar var; Bu ülkede diyanet (sunni) dinin merkezi olarak görülse de, cemaat ve tarikatlar diyanetin üzerinde bir yapılanmaya sahiptir. Birçok diyanet mensubu aynı zamanda bir tarikatin, cemaatin bağlısıdır.. Diyanet görevini bir memurluk olarak gören, asıl dini sorumluluğu cemaat ve tarikatlar içerisinde bulunarak yerine getirebileceğine inanan diyanet mensuplarının sayısı azımsanmayacak oranda yüksektir.

24 Ağustos 2016 Çarşamba

SA3340/TG203: ABD'nin Obama Sonrası Suriye Stratejisi

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki Neocon-Siyonist Foreign Policy analizi, Obama döneminde bir felaketten başka bir şey olarak algılanmayan ABD'nin çok övündüğü klasik süper güç kavramının Rusya ile paylaşılmasını öneren ve bu kavramı sahiplenmenin ürettiği dehşet verici kanlı kaosları ve göçleri dikkate alarak gayr-i meşru hâle gelişini tesbit eden, buna karşılık ABD'nin sorumluluğunu saklayan, hesap vermesini asla akla getirmeyen tipik kibrin ürünüdür ve ABD adına statükonun devamının nasıl mümkün olacağını anlatmaktadır. Anlatılan hikâye ABD'nin fiilen Suriye'ye girmesini ve doğrudan savaşmasını temel almaktadır, ki açık bir şekilde 2002'de Afganistan'da 2003'te Irak'ta bilfiil savaşan ABD bugünkü kaotik dünyanın asıl sorumlusudur ve tuhaftır ki aynı şeyin Suriye'de de yapılması tavsiye edilmektedir. Özetle yeni Başkan'a ABD'nin Suriye'ye doğrudan müdahalesini bölgedeki kaosun kontrollü bir şekilde sürmesi için öneren bu analiz, başarısız gibi gösterilen Obama politikalarının devamı niteliğindedir ve insanlık için, kanlı müslüman topraklar için kandan başka bir anlam ifade etmemektedir.
Seçkin Deniz, 24.08.2016



THE POST-OBAMA SYRIAN PLAYBOOK

Suriye’deki durum bir dönüm noktasına ulaşmıştır. Obama’dan sonra gelecek başkan yeni bir çözüm bulmalıdır.

Statüko bir işe yaramamış, tam tersine tüm ülkeyi mahvetmiş, yüzbinlerce insanın ölümüne neden olarak birçok yeni problemin oluşmasına neden olmuştur. Bu problemler arasında Türkiye, Suudi Arabistan ve İsrail gibi müttefik ülkelerle ilişkilerin bozulması; devletin çökme tehlikesi ve bölgesel çöküş yer almaktadır. Bu durum ABD ve Orta Doğu’da bulunan müttefiklerini on yıllar boyunca alt üst edecektir.

SA3339/KY38-SevDur24: ‘Yazıcıoğlu Yaşıyor Bilgisi FETÖ’cü Müdürden Geldi’




Takdim

25 Mart 2009’da Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket etmek üzere yola çıkan Yazıcıoğlu’nun helikopteri bilinmeyen bir sebepten dolayı düşmüş, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişi hayatını kaybetmişti. Dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, istihbarat bilgisinin Kahramanmaraş Emniyeti’nden geldiği net olarak kayıtlara geçtiği halde, Yazıcıoğlu’nun yaşadığı bilgisini paylaştığı için karalama kampanyalarından kurtulamadı. Yıllarca “Aramaları sabote eden adam” olarak anılan Bilici’nin hakkında FETÖ medyası olumsuz haberler yaptı, ölüm tehditleri aldı.

SA3338/KY37-AZ107: Erdoğan Suriye’de Doğru Yerde Durdu, Sürdürmeli

"Bir güç, 15 Temmuz sonrası sizi, kurulacak bölgesel müzakere masasının bir kenarına güçsüz oturtmanın peşinde, söylememe gerek yok, anlamışsınızdır ama yine de dikkat!"


Beşar Esed isimli katilin, Suriye’nin geleceğinde yeri yoktur, aksini kabul ettiğimiz takdirde, kendimizi, yaşam ilkelerimizi inkar etmiş oluruz. Suriye’deki savaşı biz çıkartmadık, artık her şey ortalığa dökülüyor, biz körüklemedik, yalnız, kendi sınırlarımızın dışındaki derinlikte bir savunma hattı kurmaya çalıştık, onu da FETÖ’cü subaylar mahvetmiş, olayın özeti budur.

Halkına tankıyla, topuyla saldırıp, yanına İran’ın Hizbullah’ını, Afganistan’a kadar uzanan geniş bir coğrafyadan Şii milisleri alarak 400 bin insanı katletmiş, nüfusunun yarısından fazlasını sürgüne göndermiş bir diktatörle şimdi, muhatap mı olacağız, geçiniz...

SA3337/KY33-YO124: Ak Sakallı Tuğgeneral'in İbretlik Hikâyesi...

"Ordudan sarıklı hocanın duaları eşliğinde kurban kestiği için emekliye sevk edilen tuğgeneral beyaz sakalları ve beresiyle artık 72 yaşındaydı."


M.N.K. on üç yıl görev yaptığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda 20 takdirname almış başarılı bir yüzbaşıydı. 1995 yılında çalıştığı Komutanlık ondan, eşi ve 11 yaş üstü çocuklarının fotoğraflarını istedi. Eşi evlendiklerinden beri başörtülüydü. Fotoğrafları verdi. Birlik Komutanı Topçu Albay Ö.Y. onu yanına çağırdı. Eşinin başörtülü fotoğrafı için “yukarıdan çok baskı var” diyerek uyardı. İrticacı olmadığını, eşinin hayatına karışamayacağını söyledi. Sanki bir ceza olarak Atatürkçülük ve kadın hakları konusunda bir konferans vermekle görevlendirildi. Konferansı verdi.

23 Ağustos 2016 Salı

SA3336/SD511: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 105 (06-10 Ocak 2013)

“Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”

  (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz)

(06-10 Ocak 2013)  ( 433 Tweet)

10 Ocak
50.905. dur gece.... karda yatan suriyeli çocuklar var... onları düşünsem ısınırlar mı?...

timeturk.com @timeturk
10 Ocak
İmralı görüşmelerine ABD'den açıklama timeturk.com/tr/2013/01/10/…
  
10 Ocak
@asiveisyan Hakkını istemenden daha doğal ne olabilir? Allah, senin hakkını gözetmeyecek mi?

SA3335/SD510: Telveler 10

"Ders almadığınızdandır bu..."


Burada varken, varlığınızın temel ayrıntılarını yargılamanız gerekecek.

Kimi zaman yalnızlığınızda düştüğünüz sorgu döngüsü... kimi zaman da rakip sorgucuların içinde bunaldığınız anlar...

Anlamak istediğiniz "birçok sebep"in, neden "azcık sonuçlar"a dönüştüğü. Halbuki; azcık dediğiniz sonuçların, geleceğiniz için birer "görü" hâline dönüştükleri zaman, sonraki değişimleriniz için ne kadar "çok" olduğunu fark edersiniz.

SA3334/SD509: "gürbüz fikirler" /16.02.2006/ 441. patika



...gürbüz bir fikre ince ince bakmayı sevmek, sonra bakarken onu sevmek...
...onun bebeliğinden önceki hâline bile gönderebileceğiniz merakınız eli boş dönmeyecektir bu ince bakış anlarınızda...
...ve seveceksiniz onu; kendi gürbüz fikirlerinizin gelişim zincirlerini biliyorsanız eğer...
...o gürbüz fikrin ebeveyni yoktur; üzerinde mevcut olduğu bir ruh vardır ve o ruhun temsil ettiği kişi (kişiler değil)...
...ki; o kişi ölü veya diri, genç veya yaşlı ne olursa olsun, artık onun fikrinin gürbüzlüğüne hâlel gelmeyecektir...
...ve siz onu sevdikçe sevecek, kendinize, kendi gelişim zincirinize dâhil edeceksiniz...
...gürbüz fikirlerin sevileceğine dair kesin teminatlar verebiliriz...
...fikrin içeriği ne ise, o, eğer iyi beslenmemiş olsaydı zaten gürbüz olamazdı...

22 Ağustos 2016 Pazartesi

SA3333/KY28-ATA202: ABD’nin Yeni Silahları

"Her zaman yaptıkları gibi tamamen akıl uçuklatacak buluşların tanıtımını yaptılar Pentagon’un bahçesinde. Evimizde ve günlük hayatımızda kullandığımız birçok alet ve teknoloji, GPS, bilgisayarın birçok parçaları ve hizmeti, Fare, grafik arayüzler ve internet hep DARPA kökenli."


Amerika Birleşik Devletlerinde İleri Savunma Araştırma Projeleri Dairesi (The Defense Advanced Research Projects Agency), kısa adı DARPA olan bir kuruluş var. 1958 yılında Virginia’nın Arlington bölgesinde kurulmuş. Virginia eyaleti ABD’nin başkenti Washington’un içinde yer aldığı Washington District of Columbia Eyaleti’nin batı komşusu. Arlington, Askeri Mezarlığı, Ronald Reagan Havaalanı ve Pentagon ile ünlü. Zaten Washington’a gidiyorsanız Ronald Reagan Washington Ulusal Havaalanı'na inmek zorundasınız.

SA3332/KY1-CÇ297: Kumpas/ Roman - Bölüm IV-3

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Dört
-3-

Özcan ankesörlü telefon kulübesinde oldukça tedirgindi. Sürekli kulübenin dışını gözleriyle tarıyor, ortama uygun olmayan bir şey –kişi ya da araç- olup olmadığını anlamaya çalışıyor ve öfkeyle kendi kendine, “Hadi.. hadi aç şu lanet telefonu!” diyordu.

“Alo!” sesi geldi ahizeden. Oldukça temkinli bir ses tonuydu bu. Ümid Buzurg işini bilirdi.

“Abi ben Özcan.. Geyikdere!”

“Niye arıyorsun? Ne demiştik Özcan.. uzun bir süre görüşmeyecektik. Benden bir haber alıncaya kadar arama görüşme olmayacaktı.”

SA3331/KY33-YO123: Darbeciler PKK’ya Ne Vaadetmişti?

"Darbe bildirisindeki “etnik” vurgulu mesajlar, üniter devleti koruyarak ama dil ve etnik hassassiyetli anayasa vaadleri öylesine cümleler de değildi."


Yurtta Sulh Konseyi’nin darbe bildirisinde terörle ilgili iki cümle yer almaktaydı.

Önce durum tespiti bölümünde;

“Siyasi idarenin aldığı hatalı kararlarla mücadeleden geri durduğu terör tırmanarak birçok masum vatandaşımızın ve teröristle mücadele eden güvenlik görevlimizin hayatına mal olmuştur”

Sonra da darbecilerin yapacakları listesinde;

“Terörizm ve terörün her türlüsü ile etkin mücadele yolunu açmak”

21 Ağustos 2016 Pazar

SA3330/ÇY4-DB67: Türkiye-ABD/Nato İlişkileri ve Edmonds’un İpi

"Edmonds’ın FBI’da hangi görevde ne yaptığını bilmiyoruz, hala orası için çalışıp çalışmadığını da. Şimdi düşünelim onun ipiyle kuyuya inecek miyiz?"


"Sibel Edmonds gibilerin görevi Türkiye'de NATO-ABD karşıtı algıyı eylemsel tepkilere dönüştürüp, Türkiye'yi kendi isteğiyle NATO'dan koparmak" 
Seçkin Deniz, 20 Ağustos 2016

15 Temmuz darbe girişiminin ardından, zaten yaklaşık dört yıldır dünya gündeminden düşmeyen 'Türkiye’deki gerginlik' devam ederken Türkiye’nin Nato ile ilişkileri de İncirlik Hava Üssü’nün darbe girişimindeki rolü olduğu şüphesiyle konuşulmaya başlandı.

Ankara ve İstanbul’da cuntacıların kontrolündeki uçaklara havada yakıt ikmali yaptıran, darbe başarısız olunca da ABD’den ’sığınma’ isteyen İncirlik Komutanı Tuğgeneral Van’ın tutuklanmasının ardından ABD’nin bu darbe girişimindeki rolü haklı olarak sorgulanıyor.

SA3329/ÇY10-AÖ20: Savaş Çocukları

"Bizim payımıza “kaderleri böyleymiş” deyip uzaktan izlemek mi düşüyor?"


Şimdi yazacaklarım yazım kurallarını ihlal edecek, başı ortasına uymayacak, ortası sonuna, sonu başına. Tıpkı insan haklarını ihlal eden ülkeler, insanlar gibi ben de ihlal edip kanına gireceğim kelimelerin. Ümran bebeğin gözlerinden yaş akması haktı, ama yaş yerine kan aktığı gibi..

Sahi nasıldı insan hakları, neydi o, kimlere uygulanıyordu ve kime göre ihlal ediliyordu? Aylan bebek vardı bir de derin denizlerde boğulan, hakkı ihlal edilen. İki küçük çocuk .. Çocuklar “insan” olmuyor mu yoksa? Kafam karıştı şimdi.

SA3328/KY35-YTK110: Köy Yanarken Taranmak…

"Yok ben sana bir tarak vereyim, taran, tam şimdi taran, sana çok yakışacak…"


- İncirlik'te ilk günler o elektriklerin kesilmesi falan neydi sence hocam?

- Ne bileyim, sen onu boşver de gördün mü şu köşe yazısını… ne biçim çakılır şimdi buna. Zaten onun şu tarihteki o yazısı da tuhaftı. İkisini birleştirir ne biçim döşenirim ben şimdi buna…

- Bi dakka dur yahu… Türkiye'deki nükleer silahların taşınmasına yönelik haber yorumların sayısı nasıl arttı birden, ne oluyor acaba?

SA3327/KY37-AZ106: Savaştayız ve ‘Savaş Kuralları’ Geçerlidir...

Balta topraktan çıktı... Erdoğan’ın dediği gibi, “Topunuz birlikte gelin...”


Yukarıdaki başlık, aslında bir tekrar... Bakın, 28 Mart 2014 tarihli STAR’da, hainler Dışişleri Bakanlığı’ndaki bir toplantının ses kaydını Youtube’e düşürdüklerinde ne yazmışım: 

“Onlar, bizim dizlerimizin üzerine çökmemizi, kan denizi içinde boğulmamızı, geleceğimizin ve evlatlarımızın elimizden kayıp gitmesine çalışıyorlar... Bir ülke, nasıl, bünyesinden bu kadar haini çıkartmış, beslemiş ve güçlendirmiş olabilir? (...) Lafı uzatmadan söyleyeyim: Biri bize savaş açtı... Savaş, hükümete değil, millete ve Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı açılmıştır... Bu savaşı kabul ediyoruz... Artık, savaş kuralları geçerlidir...” (Tamamını mutlaka okuyun.) 

20 Ağustos 2016 Cumartesi

SA3326/SD508: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 104 (01-05 Ocak 2013)

“Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”

  (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz)



(01-05 Ocak 2013)  ( 533 Tweet)

5 Ocak
50.472.@edibesozen @sevdadur uzun asırlardır anlayamazsınız kaydıyla okumak yasaklandığı için okumamış bir toplumdan bahsediyoruz

5 Ocak
@SamiYusuff Olur mu bilmem:)))

5 Ocak
@SamiYusuff SA145/SD21: Kâmil İnsan; Halisünatif Sıfat Parçacığı ya da Gerçek Dışı/ İrreel Retorik sonsuzark.blogspot.com/2013/01/sa145s…

Seçkin Deniz Twitter Akışı